Home Page
cover of ''Allerjiyle Yol Hikayeleri'' Bölüm 2: Stres Allerjiyi Nasıl Etkiler?
''Allerjiyle Yol Hikayeleri'' Bölüm 2: Stres Allerjiyi Nasıl Etkiler?

''Allerjiyle Yol Hikayeleri'' Bölüm 2: Stres Allerjiyi Nasıl Etkiler?

00:00-15:43

Bu bölümde stresin allerji üzerine etkilerini tartışıyoruz. Psikiyatrist Uzm. Dr. Gülnihal Ünal, stres yönetimi, gerektiğinde profesyonel yardım alma ve yaşam tarzı değişiklikleriyle psikolojik direnci artırma önerileri üzerine bizleri bilgilendiriyor.

Podcastastımalerjistrespsikolojiürtiker
0
Plays
0
Downloads
0
Shares

Transcription

We are discussing the relationship between allergies and psychological factors, specifically stress. Stress and emotional triggers have been found to be significant triggers for allergies. It is important to create awareness and determine what can be done to manage these factors. Psychiatric support and therapy can be beneficial for patients in dealing with the psychological impact of allergies. It is crucial to address the mind-body connection and understand that stress can worsen symptoms. Managing stress and seeking professional help when necessary are important for overall well-being. Changing lifestyle factors, engaging in hobbies, and finding ways to express oneself are also helpful in managing stress. Cultural barriers may prevent some individuals from expressing themselves verbally, but there are other ways to communicate and find relief from stress. Seeking therapy and setting intentions to address and resolve issues can lead to improved well-being. Merhabalar. Bugün alerji ile yol hikayelerinin ikincisini çekiyoruz. Bu yol hikayelerinde esas olarak hastalarımızın hikayelerini paylaşmakla birlikte yine aynı sayfamızda hastalarımıza destek olacak bilimleri de doktor perspektifi ile aktarmak istiyoruz. Bugünkü konuğumuz psikiyatriden sevgili arkadaşım Gülnihal Ünal. O da bize eşlik edecek. Onun bakış açısıyla özellikle alerji ve psikolojik etkilenme, stres boyutu, hastalarımızı bu konuda nasıl güçlendirebiliriz, hasta yakınlarımız, hastalarımız bu konuda neler yapabilirler bu konu üzerinde konuşmak istiyoruz. Klinik deneyimimizde birçok hastamızda, alerjinin birçok alanında sadece hastam, alerjik, nezle veya ürtiker değil ama birçok alanında stresin veya duygusal etkilenmelerin hastadan önemli bir tetikleyicisi olduğu hastalarımız tarafından da beyan ediliyor. Bu konuda farkındalık yaratmak ve bu konuda yapılacakları belirlemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple de bugün böyle bir söyleşiyi birlikte sevgili Gülnihal ile yapalım istedik. Sen ne dersin? Benim böyle bir gözlüğüm var ama senin bakış açın nasıl? Bu ikisinin arasında alerjik hastalıklarla, bu duygusal etkilenmeler, psikolojik faktörler, stres faktörünün ilişkisi nedir? Sizin tahmininiz nasıl? "Öncelikle ben de psikiyatristim. Hem tıbben hem de psikolojik açıdan hastaları bir bütün olarak değerlendirmeye çalışıyorum her seferinde tabi ki. Sizin dediğiniz gibi hem stres fizyolojiye etkiliyor hem de fizyoloji stresle etkiliyor. Yani şöyle insanın bir takım hastalıkları olduğunda hele böyle cilt gibi, nefes yolları gibi büyük majör problemlerde olduğu zaman çok daha fazla hayata etkileniyor. Hayatı etkilenince halen de stres sebebini de alıyor. Yani işine gidemiyor, ilişkileri etkileniyor, onun verdiği muzdariplikten dolayı morali bozuluyor, uykuları kaçıyor. Zaten etkilenmesi gerekiyor. Evet, literatürde de hem bu hastalıkların yani alerjik hastalıkların psikolojiye etkilemesine dair hem de psikolojinin alerjik hastalıkları ortaya çıkartmasına, yani komorbidite de diyoruz biz bunu, çok birbirlerinin giriş bir şekilde belki de birbirinden ayrılmaz bir şekilde. Çalışmalarda bunu kontrollü bir şekilde çalışılmış gibi. Fakat belki de iç içe zaten yani o ayırmakla ilgili bile konuşmamıza gerek yok, çok fazla bir yerde görüyorlar. Belki bizim böyle konuşmalarımız hastalığa bilgilendirme ve bilinçlendirme açısından faydalı olacaktır. Çünkü biz biliyoruz zaten, hop bir arada var, siz de çok görüyorsunuz, ben de çok görüyorum. Ama belki hastalarımız bunlardan haberleri yok. Sadece renciz hastalığı var zannediyor 20 yıldır. Fakat altında yapacak, onu etkileyeceğimiz psikolojik faktörlerden haberi olmuyor. Doğru, aslında bunu ben de gözlemliyorum. Mesela etkileyicilerini muhakkak her dönüşmemde, ben her hastalığımı da soruyorum. Ve sorduğum zaman, ben söyleyince fark ediyor, sorunca daha doğrusu fark ediyor bazı hastalığımız. Ve ondan sonra zaten bir farkındalık oluşup ona yönelik bazı girişimler yapıyorlar. Gerçekten önemli bir tetikleyici unsur olarak karşımıza çıkıyor. Peki böyle psikolojik faktörler, stres, rezil fikirini veya astımını tetikliyorsa, astımı mesela bayağı tetikliyor. Bir üzüntü sebebiyle astımı sağ geçiren, yine böyle yaşadığı bir ciddi bir duygusal yük yüzünden ürfikir hale gelen çok hastalığımız oluyor. Bu hastalarımız ne yapmalı? Bu beni aşıyor. Ben onlara hep böyle bir konuda destek alınması yönünde bir öneride bulunuyorum. Çünkü ben o işin uzunluğu değilim. Ama ben de bilmek istiyorum. Bu destek alın dediğim noktanın sonrası ne olması lazım, ne yapması lazım hastalığa? En önemli nokta burası. Tabi sizin gibi uzmanlarınızın psikolojiyle ilgili bir bütün olduğunun farkında olup yönlendirdikten sonra, artık hastaların buna, nasıl anlatayım, bir soma dediğiniz vücutla lonkonentin birbirini ne kadar fazla etkilediğiyle ilgili bir işlendirilmesi bize düşüyor tabi ki. Ama bunun için de hastaların bunun kafalarında ruh başka bir şey, beden başka bir şey. Ben Rus doktoruna gidince başka ilimden bahsetmeyeceğim ya da size geldiği zaman moralinden bahsetmeyeceğim gibi kafalarında biraz bu fazla durançlaşmanın verdiği bir düşünememe var. Düşünememek gerekiyor. Yani düşünememek gerekiyor. Tabi ki düşünüyorlardı da. Biz yönlendirmiştik. Doğruya yönlendirmiştik. Çünkü bir de şu tarafı da var. Siz ya da ben yönlendirmezsen çok daha rahat uzaklanacak. Kirli bilgi, kirli yöntem, bir sürü şey var yani. İnternetten var. Hiç önce zarar vermemeye yönelik düşüncemiz ve doktorların düşüncesinin dışında çok fazla şeyler oluyor. Onlar da zarar versin istemeyiz. Çok da bilinen, çok da çalışılmış bir alan olması da bizim elimizi çok kuvvetlendiren bir alan. Bunları bu kadar ilgilirken, bu kadar iyi çalışabilecek hem terörsel, hem ilaçla ilgili, hem de başka yöntemlerle ilgili birçok sistematik yöntem varken bunları birazcık farkındalığına artıracak, kulaklarına kanseri kaçırsak yeterli bir bilim yok. Mesela stres çağımızın durumu, hastalığımızın durumu. Hepimiz yaşıyoruz çeşitli boyutlarda. Ülkemiz özelinde, dünyamız özelinde, ailemiz özelinde çok çeşit çeşit sıkıntılarla yaşıyoruz. Peki, basitçe hastalarımızın, yakınlarının yapabilecekleri bu stresli yönetme yönünden temel hepimiz için hastalarımız, sadece haftalarımız için bir yere düşürmemek lazım. Stresi nasıl yönetebiliriz? Ve ikinci sorum da bizim bir psikiyatriste ne zaman gitmemiz gerekir? Bunun çizgisi var mıdır, sınırı var mıdır? Herkes gitmeyebilir, stres yaşayan herkes. Yoksa şunlar trendleri yönetebilirler, yönetenler işte şu noktadan gelsin. Ne diyebilirsin bunun için? Çok güzel söylediniz. Çünkü bu her şey de doktorluk, her şey de hastalık değildir. Yaşamımızda çok fazla stres var. Multifaktör stresimiz var. Hem içsel, hem dışsal. Hem ruhsal, hem fizyolojik stres özelimiz var. Bir de dünyada olan olaylar, bir sürü sosyolojik şeyler de var. Delilimler de var hayatta. Bunlar değişmeyecek de. Artabilir, azalabilir ama her zaman olacak. Bunlarla baş etse yöntemler tabii ki psikolojinin ve psikiyatrinin alanında ama biz genelde şöyle yapıyoruz. Hayatını yani fonksiyonelliğini bozduğu zaman bize gelmesini bekliyoruz. Yani onun adı her şeyi yaşayabiliyoruz, her stresi geçirebiliyoruz ama hayatını artık düzenini bozacak. Ya da fonksiyonelliğini bozduğu zaman hastalık diyoruz biz onun adına. O zaman bir doktordan yardım istemek zaten son nokta. Yani ne bileyim gündelik hayatında yaptığı işleri yapmaktan vazgeçerse, yapmazsa veya iş tarzını, görevlerini yapamayacak noktaya getirdiği zaman son nokta. Ama insan bundan önce de destek alır mı? Alabilir. Tabii ki bu stres yönetmekle ilgili çok çeşitli yöntemler var, temeller var. İlla hasta olmak gerekmiyor. Benim birçok danışanım kendisinin hayatını düzene sokmak, daha kaliteli yaşamak için az önce de söyledim ya, yaşam kalitesini bozuyor. Gerçekten böyle bir parametre de var. Bunları düzeltebilmek için gelip danışmanlıkta alıyorlar mı? Alıyorlar. Hani çok sınırı var mı? Kişi sen alıyor, kişinin ihtiyacı var. Evet, ben de öyle düşünüyorum. Ama tabii ki hayatını idam ettiremeyecek noktanın zaten gelmesi gerekiyor. Artık o zinciri kırmazsa, o stresle baş etmeyi öğrenmezse gitgide üst üste kalkmanız yok. Başka hastalıklar da. Peki, böyle birkaç kelimeyle stresle nasıl baş edelim? Yani psikolojik dayanıklılığı hızı nasıl arttıralım? Ne önerirsin bize? Hepimize. Şimdi, çok kullandığım ama çok çok önemli olan, belki tıptan da önemli olan yaşam faktörlerini değiştirmek, yaşam stilini değiştirmek. Yani çok fazla oturup, çok fazla kirli bilgiye maruz kalacak şekilde sosyal medyada zaman geçirip, çok fazla stresörle baş başa kalırsak üstümüz stres sahibi oluruz zaten. Ama bunun yanında bedenen, ruhen ve fizyolik açıdan kendimizi yenilemek için ne yapabiliriz? Spor yapabiliriz, hobiler edinebiliriz, işimizle ilgili kendimizi geliştirecek alanlarda araştırmalar yapabiliriz. Yani sadece bu beden şeye uygun değil. Sadece oturup, sadece işini yapıp eve gitmeye uygun bir beden değil. Hareketli olması gereken, başka şeylerle kendini dışarı getirmesi gereken bir ruhu da desteklemek gerekiyor. Aslında bir bütün. Yani hayatının hepsini değiştirmek gerekiyor bazen. O gibi kişiye göre değişiyor. Peki bir şey soracağım. Mesela bizim biraz kültürel yetimimizden dolayı insanlar kendilerini ifade etmekten çekiniyorlar. Hıpımız böyle. Küçüklükten itibaren, özellikle kadınlar çok konuşmamak üzere, daha üst kuşaklar belki, bizlerin kuşakları öyle genel jenerasyon öyle değil ama mesela benim yaş grubumda var çok ifade etmeyen kendisini. Bu yüzden de içine atmak için de sıkıntısını çok kuvvetli hisseden, bazen kendini çaresiz hisseden, kafana sıkışmış gibi hisseden. Mesela böyle bir hastalığın ne yapmalı? Veya böyle bir kişinin hastalık deneyine de yüz olabilirsin. Bu aslında bir sahnesi, sözlü değil. Tabi ki insan kendini verbal olarak da yani dilde de ifade etmesi çok önemli. Ama tek ifade yöntemi bu değil. Çünkü hobilerde değil, sporda değil. Gücünle, cesimle, sanatla, yapabileceği bir el becerisiyle her şekilde deşarj etmek veya ifade etmek aynı şey. Yani dille de ifade edemiyorsa başka bir şekilde edilir. Yani insan aslında kendini ifade etmeli. Böyle durup bütün stresi veya neyse sıkıntıyı üstüne çekip öyle oturmamalı aslında bakarsanız. Tabi bunun bir yöntemi de psikoterapiyle kendini ifade edip kendi eksikliğinden beri. Onun konuştuğu zaman mesela şikayetçinin ağ keşesiyle bir sorunu var ve çözülüyor. Size geldiğimde, gördüğümde böyle bir hastayı ona kendini ifade ettiğinde, başka birine sorun yaşadığında değil başka biriyle birine kendini ifade ettiğinde rahatlıyor mu? Olabilir mi? Onun da bir kıymı aslında her şey niyetle ilgili. Yani ben kendimle bu sıkıntıyı ifade edeceğim ve ben bundan kurtulacağım diye niyet ettiği anda bile hani şey gibi niyet etmek yarısıdır. Problemi çözmenin gibi. Aslında somaya yansıması somaya yansıması da azalmış olacak böylece. Hani mesela böyle bir sıkıntısı var birisiyle ve konuşamıyor. Çeşitli sebeplerle. Uygun değil. Kendisi belki sonuçlarını görsün yemeyeceğini düşünüyor. Ama bir yandan da bu onun hani biz şimdi alerjiden girdik alerjisini de tetikliyor. Mesela böyle bir durumda aslında hani mesela size gelse nasıl bir yol gösteriyorsunuz? Öyle bir hastaya nasıl bir yöntem yapması lazım? Şimdi gidip eğer mümkün değil o arda birisiyle konuşamayan olabilir dediğiniz gibi ama o kendisine sıkıntı yapıyorsa o sıkıntı yapan bütün yolları ve onunla ilgili kurtaracak mekanizmaların hepsini beraber çalışıyoruz. Beraber çalışıyoruz. Bir yaptığım şey aslında biraz kişinin duygusal gücünü arttırmak psikolojik dayanıklılığını arttırmak belki bazı çocuğun farkındalığını kabulünü işte de kendini ifade edeceği başka yöntemleri bulması konusunda yanında olmak. Aslında siz kendiniz direk hiçbir şey önermiyorsunuz bildiğiniz gibi. Tabi tabi. Çocuğunu kendisinden yani yuvak olmuş o itli çocuk kendisine bir şey gibi tanımlayabilir miyiz? Psikiyatriye gelmeyi. Kendine bakmayı bilmeyen korkan, bilemeyen, farkında olmayan bir insanı hadi dışarı değil kendine bak demeye de eksikçi bir rol gibi Evet bu her şey kendinizin bakışıyla. Yani benim şurada gördüğüm yeşil renkte sizin gördüğünüz yeşil renkte bile farklıyken fizyologik olarak bütün hayat yorumlamamız zaten farklı. O yüzden o farklılığı ancak kendini anlayınca insan çözebilir. Son bir soru. Ben size gelen haftaya ille ilaç başlıyor musunuz? Bazı hastalarımız ilaç vermiyorlar çünkü. Size gerekiyor mu yani ilaç? Şu sohbetimizde hiç aklıma ilaç gelmedi. Çünkü bütün mekanizmaları tanımak ilaçla ilgili olan bir şey değil. Ama zorda olan bu ansiyetesi, bu depresyonu, dinin stresörlerle yani ürkükarla ilgili olabilir. Aslında alerjiyle ilgili. Baktık ki gündelik hayatını zora sokmuş. O gizlaptan bir çıkması gerekiyor ve terapi alabilecek kadar fizyolojik, kinyasal durumu yerinde değilse o zaman tabi ki ilaçtan yardım istiyoruz. Böyle çok yoğun süreçlerde aslında o biraz rahatlatıcı oluyor ama her şeye gerekmiyor, her zaman. Hem de algoritmalara göre. Şiddetine göre o hastaların belli bir şiddeti var, onu ölçüyoruz. Ona göre belli bir şiddetin üstündeyse zaten terapi veya başka bir yöntem kullanmamızın anlamı yok. Terapide de böyle. Ben açıkçası hani birkaç süreçlerde etkilendiğini hissettiğim hastalara öneride bulunduğumda bir süre sonra adım atmış olarak gelenler de fark görüyor. Rahatlamış oluyorlar. Kesinlikle gerçekten alerjiyle bu sinir sistemin ciddi yakın arkadaşlığı biraz huysuz arkadaşlıklar ama var yani arkadaşlığı ve beyin rahatladığında alerjik alerjik belirtiler de rahatlıyor kesinlikle onu da karşılaştıkça çok güzel. İyi ki birisini ucundan tutunca öbürünü buluyoruz ki. Bir yöntem buluyoruz şu an. Tek tek başına olsaydı belki daha zor olurdu. Onu telafi ettim. Peki bir ticaret seçim olarak alerji hastalarına yakınlarına son mesaj olarak söylemek istediğin bir şey var mı? Onunla kapatalım sorularımızı. Sizin de az önce bildiğiniz gibi biraz hassat ve kırılgan oluyor alerji hastaları aslında. Hem de biraz içe kapanmak yerine içini tanımak için azı bakmalarını tavsiye ediyorum. İçinize bakmaktan korkmayın. Aslında her şeyin sırrı orada. Belki de kendimize dönüp bakmadığımız için başka olaylar kafanızı çok meşgul ediyor. Aslında insanın gücü kendisinde. Kendimizi güçlendirdikçe aslında dış dünyanın bizim üzerimizdeki etkisi çok azalıyor. Ben bunu kişisel olarak da çok deneyimledim. Hepimiz toplumlu bir parçasıyız çünkü. Çok teşekkür ediyorum. Ben de çok yararlandım. Her zaman oldukça güzel. En çok yararlanan ben oluyorum galiba. Ben de öyle düşünüyorum. Çok teşekkür ediyorum katıldığınız için. Güzellerimize teşekkür ederim. Bu ikinci programımızı da burada sonlandırıyoruz. Umuyorum psikolojik yönlerden alerjinin etkilendiği durumlar için kafanıza bir miktar bir şeyler oluşturmuştur. Harekete geçmek için. Hepimiz için. Sadece alerji hastaları içinde. Dediğiniz için gerekli bir şey psikolojik dayanışmalık ve kendinize bakmak. Herhalde kendinize bakmamız gerekiyor. Çok teşekkür ediyorum. Bir başka programda görüşmek üzere.

Listen Next

Other Creators