Home Page
cover of üniversite podcast
üniversite podcast

üniversite podcast

00:00-19:24

Nothing to say, yet

Podcastspeechfemale speechwoman speakingrumblemusic
2
Plays
0
Downloads
0
Shares

Transcription

The speaker talks about their thoughts on the importance of university education and the pressure surrounding it. They discuss how society values academic achievement but fails to recognize other forms of success, such as social media influence or sports talent. They question the relevance of university degrees in finding fulfilling careers and express concerns about the increasing unemployment rates despite the growing number of universities. The speaker emphasizes the importance of self-discovery and personal growth in university rather than solely focusing on academic success. They also reflect on the anxiety and stress associated with the university entrance exams and suggest that these years should be spent exploring passions rather than solely preparing for exams. They highlight the need for a change in the education system and the societal pressure surrounding university education. Selamlar. Benim yine podcast çekesim geldi ve bir anda oldu. Aslında birazdan uyumam gerekiyor ama dedim ki tam ilham gelmişken çok da güzel konuşasım varken neden bu fırsatı bitireyim. Belki çok çok güzel bir konuşma olacak. Bu sebeple ben de bilgisayarı açtım ve sizlerle konuşuyorum. Hiçbir çalışmam yok. Duaçlama, düşüncelerimi sizlere aktaracağım. Bugün biraz şey düşündüm. Üniversite için çok fazla yıpratıyorlar kendilerini. Mesela bugün video çekmek için bir şeye başladım bu arada. Seriye başladım ve erkenden uyanıyorum artık tekrar eskisi gibi. Onun için uyumamak için evdeyken kütüphaneye gittim. Kütüphanede baktım herkes YKS'ye çalışıyor. Yan masada bile hatta yan tarafımda oturan kız bile YKS'ye çalışıyordu. Ve enerjileri çok kötüydü açıkçası. Bilmiyorum bana çok böyle streslenmiş gibi hissettirdiler. Ya da ben onlara baktığımda eski Buse'yi görüyordum kendimde ve bu sebeple onlarda stres hissediyordum. Biraz da bu konu hakkında düşündüm ve sizlere konuşma ihtiyacı duydum. Çünkü sizlere konuşmayacağım da kime konuşacağım. Durum şöyle aslında ben çok stresliydim. Kaşlarımı yoluyordum biliyorsunuz. Eğer YouTube videomu izlediyseniz benim üniversiteye geçme aşamam çok stresli bir sancımdı. Ve hani diyordum ben asla üniversite kazanamam asla böyle bir şey olmaz benden ve kendimi üniversitede asla görmüyordum. Ama Türkiye'ye baktığımda bu konuda artık biraz cesur olmam gerektiğini fark ettim. Herkes yalanı çok seviyor ve herkes yalan söyleyeni çok hoşluyor. Ama cesur olduğumda sadece artık gerçekten beni sevenler benimle birlikte olacak. Bu sebeple ben artık Türkiye'ye baktığımda üniversiteyi göremiyorum. Yani çok çok iyi üniversiteler bile baktığımda mesela onun mezunları bile başka bir iş yapıyor ya da gerçekten o bölümü sevmiyorlar. Mesela bir doktora baktığımda ya puanla gelmiş oluyor yani o kadar az ki sayısı evet gerçekten doktorluğu sevenler ve bu meslek için yaşayanlar bile var ama baktığımda ya bıkmış oluyor ya gerçekten istediği hayatı yaşamamış oluyor. Ya para için yapıyor ya da ne bileyim yani iyi bir puan al diye tıp yazmış oluyor ve hayatı böyle bu şekilde gidip gidiyor. Bakın Türkiye'de yeterince üniversite var artık yeter her mahallede neredeyse üniversite açılmaya başladı. Ben bunları çok duydum önceden ve inanmadım hani diyordum üniversiteye gidenler çok iyi başaranlar falan ama bence artık o deviri kapanmaya başladı. Çünkü evet önceden üniversiteye gidip bir şey olduğunda senin için önemli değil çünkü o zaman aşırı teknoloji yoktu. Ve yani çok çok başarılı olmanın tek yolu dünyada belki de Türkiye'de üniversiteye gidip bir şeyler kazanmaktı bir şey okumaktı çünkü okumaktan başka bir çaremiz yoktu yani benim büyüklerimden bahsediyorum daha çok. Yani okumaktan başka kimsenin bir çaresi yoktu başka bir yol yoktu ve hayat böyle devam ediyordu çok da güzeldi öğretmenler atanabiliyordu sonrasında yani bir üniversiteden bir bölümden mezun olduğunda kolayca iş bulabiliyordun ama şimdi durum öyle değil ne kadar üniversite açılsa bile işsizlik oranı da artıyor ben buna anlam veremiyorum açıkçası. İşsizlik oranı arttıkça insanlar artık düşünüyor ben para için mi okumalıyım işsiz olmak için mi okumalıyım yoksa okumak için mi okumalıyım neden okumalıyım onu bile bilmiyor insanlar. Sonrasında bakıyoruz ben mesela baktım bugün çok düşündüm kütüphanede onlar acaba bir de şeyini düşündüm hani ben onlara baktığımda kendimi mi görüyordum eski bu Hüseyin'i mi görüyorum diye düşündüm hani derler ya ne bakıyorsan kendini görürsün o felsefeyle düşünmeye çalıştığımda öyle de bir his oldu ve dedim ki acaba dedim hani ben öyle hissediyordum şu an nasıl hissediyorum. Çünkü dediğim gibi bana sürekli eğer okumazsan bir şey olamazsın eğer şey yapmazsan olamazsın ama hani herkesin de akademik başarısı olması zorunda değil çünkü hayatta o kadar farklı insanlar var ki çünkü bazen şey gibi görebiliyoruz benim de eski düşüncem bu yapıdaydı. Akademik başarın yoksa sen hiç başarılı değilsin ama ben sosyal medyada çok iyiyim hayatımı yönetmekte çok iyiyim insanlara bir şeyler paylaşmakta insanların hayatına dokunmakta çok iyiyim bu başarı sayılmıyor mu ya da sporda çok iyiyim mesela ben spor yaptığımda çok güzel bir şekilde gelişim elde edebilmeyi biliyorum artık. Bunu da insanlara aktarabilirim ya da diyelim ki resim çizebilseydim resim yapmada da çok iyi olabilirdim. Bu bence tamamen Türkiye'nin sorunu arkadaşlar hani buna yapabileceğimiz bir şey varsa o da kendimizle uğraşmak. Evet bakın üniversite çok önemli değil şu anda ama en azından okumak için okuyoruz ben öyleyim mesela yani ben en azından şu anda bir diplomam olsun diye okuyorum kendime bahsetmem gerekiyorsa ki bunu bahsedeceğim bile bilmezdim bunu söyleyeceğim bile bilmezdim. Çünkü bununla deneyimlemek istedim evet kendimi geliştiriyorum ama herkes diyor ki Buse evet okuyorsun Buse evet kendini geliştiriyorsun ama üniversite yoksa sen değilsin ben dedim ki tamam o kadar üniversiteyi övüyorsunuz övüyorsunuz övüyorsunuz gideyim bir yere yani bence çok iyi bir yerde okumak okey ama orta bir yerde okumakla kötü bir yerde okumak da bence aynı bir şey. Çünkü insan görüyoruz her yerde insan görüyoruz belki eğitmenler falan farklıdır onu hiç bilemeyeceğim ama ben okulların aynı olduğunu üniversitelerin aynı olduğunu düşünüyorum. Gidiyorum okula ne öğrenebilirsem onu öğrenmeye çalışıyorum bu arada hiç şey yapmıyorum yadırgamıyorum ve alabildiğim her şeyi alıyorum sadece akademik olarak değil insanlardan bir şeyler almaya çalışıyorum ve bu şekilde sosyal çevremi de büyütmeye çalışıyorum yani sosyal olarak nasıl neredeyse davranmam gerektiğini kalabalık içinde nasıl konuşmam gerektiğini öğrenmeye çalışıyorum. Yani oraya sadece üniversite iş için gitmek istemiyorum ki eğer öyle bir şey olsaydı kendi potansiyelimi tam olarak keşfedemeyeceğimi fark ederdim. O yüzden artık ne zaman okula gitsem baktığımda konuşmaya çalışıyorum kalabalıkla konuşmaya çalışıyorum bu şekilde mesela hocaya sorular soruyorum kalabalık etrafında herkes beni dinlerken mesela tek başıma olsaydım ve üniversiteye gitmeseydim muhtemelen böyle şansım olmayacaktı. Ama üniversiteye gidebildiğim için artık böyle bir şansım var ve kalabalık içinde herkes beni dinlerken herkesle yani sunum yapmak mesela herkesin içinde konuşmayı öğrendim. İlk başlarda ilk günler bu arada çok şey oluyordum titriyordum falan heyecanlanıyordum hocayla konuşurken ama şimdi onun da bir insan olduğunu fark ettim ve rahatça konuşabiliyoruz yani ayrıca onun bize baktığı bizim ona baktığımızdan çok daha farklı ya da bizim ona baktığımız onun bize baktığından çok daha farklı. Bu sebeple artık üniversiteden bir şeyler öğrenme amacıyla gidiyorum akademik başarıyla ya da böyle iş amacıyla değil. Bunu bir kafama soktum öncelikle. Sonrasında üniversite kaygısı konusuna gelirsek arkadaşlar o kadar da kaygı yapılacak bir şey değil sonuçta. Çünkü ben o kadar çok insan tanıyorum ki ya da tanıştığım 30 yaş üstü insanlar baktığımda gerçekten diyorlar ki ben şu bölümü okumamıştım. Bunu %90 öyle diyor. Ben şu bölümü okumuştum ama o bölümü yapmadım ya da bir kaç sene boyunca o bölümün işini yaptım sonrasında başka bir sektöre geçtim başka bir şeye geçtim ya da yurt dışına çıktım başka bir işe başladım falan. Yani genel olarak hayatımızda ömrümüz boyunca süren bir iş olmayacak üniversite mezuniyetimiz. Yani bunun için bir araştırma yapıldığını bilmiyorum. Eğer hazırlıklı olsaydım araştırmalara bakardım ama doğaçlama konuştuğum için bununla alakalı herhangi bir şey bilmiyorum. Ama ben insanların çok çok büyük çoğunluğunun ve tanıdığım kadarıyla bölümünden mezun olduğu işi ömür boyu sürdürdüklerini düşünmüyorum. Çünkü genel olarak puanımıza göre gidiyoruz herhangi bir bölüme ve puanımıza göre gittiğimiz için mutsuz oluyoruz sıkılıyoruz ama tutkuyla yapabileceğimiz bir işi bulamadığımız için de bitiyor bu iş. Bir de çok stres oluyoruz. Yani bizim 17-18 yaşlarımız tamamen sınava çalışma ya da sınav stresiyle geçiyor. Çalışmasak bile o stresi o kaygıyı içimizde hissedebiliyoruz. Ben mesela son zamanlarda hiç çalışmıyordum ders ama yine de kaygı hissediyordum kendimde çünkü herkes bana yazıyordu neden çalışmıyorsun diye ve ben ister istemez kaygı yaşıyordum yani insanım sonuçta. Ya da arkadaşlarım ders çalışıyordu ben çalışmıyordum kendimi geliştiriyordum. Videolar çekiyordum, kitaplar okuyordum, araştırmalar yapıyordum, spor yapıyordum. Yine de içimde bir kaygı vardı açıkçası hiç inkar edemem yani. Ama baktığımda şu anda kaygı yapmalı mıymışım? Hayır. Çünkü kaygıya değecek bir şey değil üniversite. Çok çok abartılacak bir şey değil. Aman aman yok hiç de değil yani o kadar abartılacak bir şey var ki. Yani bakarsın şimdi üniversiteye gidersin kendini çok çok iyi bir alanla geliştirirsin bilim alanında mesela ve üniversiteni tanıtırsın dünyaya. Bu çok büyük bir başarı. Bunun için gerçekten kurşun atılıp kurşun yenir yani ve bunun için bir kaygı çok doğru bir kaygı. Ama bakıyorum yani belki de sıkıcı bir işte yıllarca çalışmak için 17-18 yaşlarını heba ediyorlar. Mesela ben şu anda çok olgun hissediyorum. 19 yaşındayım ve 18 yaşıma göre olgun hissediyorum. 17 ve 18 yaşında tam genç hissediyorum. Çok iyi enerjim vardı. Yani ben bir de şeyi istiyorum. 17 ve 18. yaşın sınav çalışma dönemi olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani mesela tam şu an 19 yaşımda sınav çalışmaya başlayabilirdim ya da 20 yaşımda başlayabilirim. Ama 17-18 yaşına başladığımda hem gençlik enerjim gidiyor hem de yani o gençlik enerjim bomboş bir şeye gidiyor. Yani başarılı olamazsam zaten tamamen çöpe gidiyor. Bu gerçekten inanılmaz kötü bir şey. Bir de yılların geri dönüşü olmuyor. 17 yaşıma geri dönemiyorum. 18 yaşıma geri dönemiyorum. Bunun hesabını bize kim verecek? Kimse vermeyecek. Çalışmazsak da ailemiz bize kızıyor ya da etrafımızdan baskı yiyoruz, kaygı yapıyoruz. Şimdi bir de liselerde baya kurallar olmuş gördüğüm duyduğum kadarıyla baya sıkı kurallar. Hani onlar bizim aslında aşırı çalışmamız gereken yıllar değil ki. Ben dışarıda ne zaman böyle liseli genç görsem yüzü, gözü sivilce dolu. Yani o kadar bakımsız ve kaygılı görünüyorlar ki insanın bir de böyle de bir sorunu olabiliyor. Mesela ben stres yaptığımda kaşımıyor oluyordum ama bazı insanların da sivilcesi çıkıyor stres yaptığında. Hani benim anlatmaya çalışmak istediğim şey bizim en güzel yıllarımızda neden böyle bir kaygı yaşamak zorunda olduğumuz. Bunun başka bir alternatifleri var mı? Evet belki 17-18 yaşı üniversite için en iyi yıllar çalışmak için bilmiyorum. Ama bunu daha az kaygılı hale nasıl getirebiliriz? Nasıl daha pozitif bir şekilde sınava çalışabiliriz? Hani şey diyorlar ya sınava çalışmak çok kolay. Sınava çalışmak kolay değil ki. 2 kere 2 sene boyunca çalıştım. Hatta 1,5 sene çalıştım çünkü son zamanlar hiç çalışmamıştım. Çalışmayı tamamen bırakmıştım üniversiteye girmek istemediğim için. Ama baktığımda üniversiteye çalışmak çok zor. Benim için özellikle. Benim matematik başarım yok. Matematiği yapamıyorum. Hani Türkçe yapabiliyorum. Edebiyatı, tarihi, özel dersleri yapabiliyorum ama fizik, kimya, biyoloji asla yok bende. Ve böyle baktığımda onları da yapmak zorundayım aslında. Onları da biraz da başarmak zorundayım. Ve neden başarmak zorundayım bilmiyorum. Bu bana çok saçma geliyor açıkçası. Bilmiyorum sizin fikirleriniz neler bu konuda. Yani anlam veremediğim hayatla alakalı konulardan birisi ve sizlere de bunu açıklamak istedim. Birincisi neden genç yaşta çalışmak zorundayız? İkincisi neden üniversite sayısı Türkiye'de bu kadar çokken işsizlik oranı bu kadar fazla? Üçüncüsü neden üniversiteye sadece ders çalışmak için, ders için gidiyoruz? Başka bir yönde kendimizi geliştirmiyoruz ya da derse girip çıkıyoruz bir sigara içiyoruz geri çıkıp giriyoruz. Bir sigara içiyoruz geri çıkıp giriyoruz. Sonra çıkıyoruz okuldan arkadaşlarla oyun oynuyoruz. Bu mu yani hayat? Değil. Buna da anlam veremiyorum. Anlam veremediklerimi sayıyordum en son. Sonrasında üniversiteye neden böyle sürekli aşırı önemli bir şeymiş gibi görüp de kaygılanıyoruz? Bunu demiş miyim hatırlamıyorum ama bence bu da çok anlam veremediğim bir şey. Benim genel olarak anlam veremediğim bir şey hayatta çok kısa sürecek bir şey için 4 sene 5 sene 6 sene bence bu kısa bir süre. Çabuk geçecek bir süre. Bunun için hayatımızı neden çok fazla stres yapıyoruz? Çünkü ben mesela şu anda çok iyi bir üniversiteye gitmiyorum. Çok iyi bir puan almadım. Hiç çalışmamama rağmen almadım ve %50 burslu okuyorum. Ve düşük bir puanda okuyorum yani düşük bir bölümde okuyorum. Ona rağmen kendimi çok iyi şekilde geliştirebiliyorum. Bir de şöyle bir algı var. Eğer kötü bir üniversiteye gidiyorsan sen rezalet bir insansın. Sen hayatta hiçbir şeyi başaramamışsındır. Böyle de bir algı var. Bunun hakkında da konuşmak çok uzun olur. O yüzden kısaca konuşayım. Ben şu anda kendimi çok güzel bir şekilde geliştirdiğimi düşünüyorum. Okuldan sonra spora gidiyorum ya da okuldan önce spora gidiyorum. Bu bazen günlerime göre değişiyor. Sonrasında Japonca öğreniyorum. İngilizcem zaten B2 seviyesinde onu geliştiriyorum. Kitaplar okuyorum İngilizce. Türkçe kitaplar okuyorum. Mustafa Kemal Atatürk'ü tanımaya çalışıyorum. Türkçülükle alakalı kitaplar okuyorum. Diksiyonumu geliştirmeye çalışıyorum. Podcast üretiyorum. İçerik üretiyorum. Aynı zamanda bu yaptıklarımı paylaşıyorum. Daha yaptığım bir sürü şey var açıkçası ve temel olarak şu anda bunları yapıyorum. Ve ben bunları yaparken düşük bir puanla üniversitede okuyorum. Açıkçası gerçekten de bu algıyı yitirmek için mi varım bilmiyorum. Kötü üniversitede okuyanlar kaç insanlardır algısını yitirmek için mi bilmiyorum. Ama bununla gurur duyuyorum. Çünkü böyle insan çok az var. Ve ben ne kadar var olursam ve benim gibiler ne kadar var olursa üniversite haricinde de kendini geliştirmeye çalışıp üniversiteyi her şey gibi görmeyen insanlar, üniversiteyi tek hayat olarak görmeyen insanlar var oldukça bence bu ülke çok daha iyi olacak. Çünkü dediğim gibi zaten her mahalle başında üniversite var artık. Bu çok çok önemli bir şey olmamaya başladı ki ben bir 10 sene içerisinde üniversitenin artık daha da az önem erdireceğini düşünüyorum. Onun haricinde bence mutlu olduğumuz işleri yapmaya başlamalıyız. Onun için adımlar atmalıyız. Ki bu sayede kendimizi değiştirirsek belki dünya da değişir. Hayatımızda bir sürü olasılık var ve hepsine sahip olabiliriz. Biraz da bu kafada düşünüyorum son zamanlarda. Yani bütün olasılıklarına sahip olabilecekken bazı şeyleri çok net bir şekilde kural koymamız geçmişten kaynaklanıyor. Geçmiş alışkanlıklarımızdan kaynaklanıyor. Buna da birazcık göz gezdirmemizi istiyorum. Hem kendime hem de size. Sanırım diyeceklerim bu kadardı. Kendimi şu an çok rahatlamış hissediyorum. Çünkü demek istediğim her şeyi bıraktım buraya. Konuştum ve yarın bunu editleyip paylaşacağım. Şimdi uyku vakti bana. Çok da yoruldum açıkçası. Eğer burayı editlerken konuşmak istediğim başka bir konu olursa ve tekrardan ilham gelirse yine eklemeler yapacağım. Sizleri çok seviyorum. Beni instagramdan takip etmeyi unutmayın. Orada da kendi hayatımı paylaşıyorum dediğim gibi ve biraz daha aslında özgür ve cesaretli olabilmek istiyorum. Bu sebeple bazı konulardaki fikirlerimi buradan paylaşmak beni çok rahatlatacaktır. Umarım size de iyi bir yoldaş olurum. Ve YKS'ye çalışıyorsanız ya da üniversite hakkında bir kaygınız varsa, üniversite okuyup hala kaygı oysanız bu konu hakkında bana yazabilirsiniz. Sizleri çok seviyorum. Kendinize çok iyi bakın. Görüşmek üzere. Bye bye.

Listen Next

Other Creators