Details
Nothing to say, yet
Nothing to say, yet
I want to talk about my childhood with you, if you don't mind. We can sit at home one day and I'll tell you about my life minute by minute. We can make tea, or if you prefer, we can put vodka instead of water. Then you can tell me about your favorite movies, songs, animals, anything you like. I won't get bored. I learned not to get bored when I search for you. I discovered the greatness of not getting bored while imagining you. One person cannot bore another person. If someone wants to get bored, they can. I will open up volumes inside me for you to fill, to throw things in there. You can open up volumes to me and I'll come rushing in. You don't need to worry. Çocukluğumdan söz etmek isterim sana, eğer sıkılmazsan. Bir gün otururuz evde, ben sana hayatımı anlatırım, dakika dakika. Kaç yaşındaysam, o kadar yazı sürer konuşmam. Çay pişiririz, çaydandan su yerine vodka koyarız, sen dilersen. Sonra da sen anlatırsın, sevdiğin filmleri, sevdiğin parçaları, sevdiğin canlıları, sevdiğin... Hep sevdiğin şeylerden konu açarsın. Ben sıkılmam. Ben seninle sıkılmamayı, seni ararken öğrendim. Seni hayal ederken keşfettim, sıkılmamanın azametini. Bir insan, bir insanı sıkamaz. Bir insan, canı isterse sıkılır. Hacimler açarım sana içimde, dolman için, oraya atman için. Hacimler açarsın bana, çağlayarak gelirim. Endişelenmen gereksiz.