Details
Nothing to say, yet
Nothing to say, yet
In the third session, Nehmi introduces himself and his assistant, Ilayda. They discuss what they did in the previous sessions, such as setting rules and talking about social anxiety. In this session, they will focus on social anxiety and the accompanying emotions. Nehmi will provide advice and show videos on social anxiety. They also discuss how they cope with anxiety, such as writing down their fears and disposing of them in different ways. They talk about the physical changes and emotions they experience during social anxiety, such as trembling, increased heart rate, and fear. They also discuss specific fears like bugs, darkness, and heights, and the physical reactions they have in those situations. They mention that they have videos on social anxiety and will watch them for feedback. Öncelikle üçüncü oturumuza hoş geldiniz arkadaşlar. Ben ilk önce kendimi tanıtayım. İsmim Nehmi Kalfa, adım Sınçer. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde Burdur'da Sosyal Hizmet Bölümü Öğrencisiyim. 20 yaşındayım, bu da yardımcım İlayda. O da benimle aynı bölümde, aynı yaşta. Sizinle zaten diğer oturumlarımı burada tanışmıştık. Ama kısa kesimlerinizi öğrenmek istiyorum tekrardan. Buraya sığın, tamam. Tamam. Öncelikle birinci ve ikinci oturumlarımızda neler yaptık hatırlıyor musunuz? Neler yaptık? İlk oturumda kuralları belirledik. Oturumun açısını konuştuk biraz. İkinci oturumda daha çok sosyal terbiye üzerine birbirimize sorular sorup aynı problemleri yaşayıp yaşayamadığımız hakkında konuştuk. Evet. Ben kısaca özetleyeyim o zaman. Sizin de diyeceğiniz bir şey yoksa. Birinci oturumumuzda genel bir tanışma gerçekleştirdik dediğiniz gibi. Sosyal kaygı ve sosyal hız kavramının ne olduğunu öğrendik. Grup çalışmamız hakkında konuştuk. İkinci oturumumuzdaysa sizin benzerliklerinizin olduğunu size gösterdik hatırlıyorsunuzdur. Size gösterdik işte oyunu oynayarak sizin sosyal kaygılarınızın ne olduğunu öğrendik. Hatırlıyorsunuzdur. Evet. Üçüncü oturumumuzda yapacaklarımız da sosyal kaygı ve sosyal kaygıya eşlik eden duyguları tanıtacağım size. Sosyal kaygıyı kontrol altına alma becerilerinizi geliştireceğim. Yani size bazı tavsiyeler vereceğim. Yani amacım sosyal kaygı ve sosyal hobi kavramını tanımanız. Kaygı anında ortaya çıkabilecek fiziksel belirtileri ve buna eşlik eden duyguları fark etmenizi sağlayacağım. Sosyal kaygıyla ilgili üç tane videom var. Onları size seyrettireceğim. Ve o video hakkında sizden geri dönüş alacağım. Sizde böyle şeyler yaşıyor musunuz? Falan diye. Müzik terapisi gibi bazı terapilerim var. Onunla şöyle bir oyun şeyini de size göstereceğim. Uygulatacağım. Yani bir oyun oynayacağım. İkinci oturumda size bir ödev vermiştik. Hatırlıyorsunuzdur. Kaygılarınızı bir kağıda yazın ve onu yok edin deriz. Ne yaptınız? Ben gömdüm. Gömdün mü? Evet. Ne hissettin gömerken? Bir rahatlaman geldi. Yani en azından bir şey hissettim. En azından aynı şeyi bir daha yaşarsam o kadar yoğun bir şekilde yaşayabileceğimi düşünüyorum. Yani onu gömerken şey hissettin mi? Ben buraya sosyal kaygımı da gömüyorum. Bu geçecek gibi kendine motive edecek şeyler söyledin mi? Evet. Onun için zaten daha yaşarsam aynı sorunları o kadar yoğun bir şekilde yaşamayacağımı düşünüyorum. Ben gömmedim. Yaktım. Yaktım. Çünkü ölüyor olunca kaybolacağını düşünmedim. Orada olduğunu biliyorum. Yani yanarak daha kolay ondan kurtulacağını mı düşündün? Yaktım. Rahatladım. Bir rahatlama geldi. Sen ne yaptın? Ben de yaktım. Ben zaten eskiden de kendi kötü hissettiğim anlarda çizim yapıyordum. O çizimlere rahatlansa yatıyorum. Yani öyle bir kendimize uyguladığım bir sistemi vardı. O yüzden ben de yakmayı tercih ettim. Yani yakınca nasıl resim çizimdeki sorunun yok olduğunu düşünüyorsan sosyal kaygımın da yok olduğunu düşündüğümü hissettim. Çok iyi yapmışsın. Sen ne yaptın? Ben bir şey yapmadım. Yırtıp attım. Yırtıp çöpe mi attın? Evet. Elimde bir kere kaygım vardı. Ama yırtıp klozeti atmıştım. Çöpe attım ben. Şimdi sosyal kaygının ne olduğunu geçen oturumlarda öğrenmiştiniz. Sosyal kaygı nedir? Ne hatırlıyorsunuz geçen haftalardan? Yani şöyle bir duruma baş edemememiz diyebiliriz. Nasıl baş edeceğimizi bilememiz. O anda durum yönetemememiz. Evet, strese girmemiz. Strese girmemiz ve bunun beraberinde yani fiziksel ya da psikolojik olarak kendimizi başkasında hissederek süreci yönetememiz. Sen ne hatırlıyorsun? Ben de yönetemediğim gibi yaşadım. O anda an yönetemeyip hazırlanan duygular yaşamam. Ben de aynı yani heyecanla marifetlerimin birbirine karışmasına rağmen. Tamam. Şimdi sosyal kaygıya eşlik eden duyguları konuşacağız. Size bir sosyal kaygı yaşadığınızda mesela birinizin asansörü kaygısı vardı, birinizin yükseklik korkusu vardı, birinizin böcekten, karanlıktan korkuyordu. O kaygılara eşlik eden duygular neler sizce? Korku. Korku. Öfkeli olabilirim belki yani. Öfkemi neden? Şöyledeki yüksek bir korkum var ama baskı ileride zorla yüksek bir sınav farkı oynayacağına bindirdiğimde yanımdaki böyle bir öfke gösterdiğim her gün. Evet. Sence ne? Ben elim ayağıma dolaşıyorsa ve böyle bir şey yapamıyorsam ona yani. Bu yüzden ben agresifleşiyorum. Yani öfke. Sizce? Korku. Korku. Bize eşlik eden duygular şuymuş. Kaygı, utanç, üzüntü, öfke, korku. Yani sizin de dediğiniz gibi şeyler. Hani siz bu durumu yaşıyorsunuz, daha iyi bilirsiniz. Sosyal kaygı yaşadığınız anda vücudunuzda oluşan fiziksel değişiklikler ne oluyor mesela? Yani sosyal kaygı yaşarken ilk önce ne yapıyorsunuz? İlk önce onu sorayım yani. Tırnak yem olsun. Öncelikle göz temasına kaçınıyorum. Elim ayağım titriyor, yüzüm kızarıyor, kalp atışım hızlanıyor. Bazen çok aşırı yüksek zanafetlerle yaşayabiliyorum. Böyle bayılacak gibi mi oluyorsun? Yok hayır o kadar ize seviyede hissetmedim. Peki sen? Ben de bayılacak gibi hissetmedim ama kaygımız var. Yani çarpıntımız oluyordur. Aynen terlerim. Çarpıntıma gelmiyor yani. Siz? Benim de o çarpıntıdan oluyor. O şuan bir terlemem başlıyor yani. Sanki bunalıyorum şimdi. Orası o an çok sıcakmış bir şekilde. Ben mesela çok yüksekteyken ve bir süre orada durmam gerekirse gözümü kapatırım yani. Açmam. Bayağı iğrenç o hal. Peki şey oluyor mu? Tırnak yeme, ondan sonra şu parmağın etleriyle falan oynamak. Yok etlerim yiyor. Ben de doğum günüm. Tamam. Bu fiziksel değişiklikler veya yaptığınız şeyler şunlarmış. Tırnak yeme, parmak emme, terleme, dudak ısırma oluyor mu hiçbirinizde? Ben evet yeme istiyorum. Dinle. Sen nasıl oluyorsun? Ne düşünüyorum? Karın ağrısı. Karın ağrısı olabilir. Mide bulansı da olabilir. Benim direkt mideme vuruyor. Midene mi vuruyor? Midem hiç şey yememiş. Tam da kusmuş. Mesela sınava girerken falan böyle miden ağrıyordur. İştahsız olabilir. Sanki iki gündür kusmuş gibi hissediyorum yani. Kusma hissi de oluyordur o zaman sende. Kusma yani. Sizde peki? Benim de iştahıma vuruyor ama ben çok yerim yani. O zamanlar da beş öğüne falan çıkıyor. Yemek yiyeyim derse başlayayım, şunu yiyeyim derse başlayayım. Ben alıyorum mesela sınav zamanında. Tip sende. Ben uyurum. Mesela sosyal kaygı zamanında kiminin iştahı kesilir, kiminin iştahı açılır. Mesela bu üzüldüğümüzde de olur. Ama kaygılandığımızda daha fazla oluyor. Sürekli böyle yemeği isteye duyuyoruz. Veya böyle aç bırakıyoruz kendimizi. Çünkü karnımız ağrıyor. Sanki o şeyi yesek bile ona kusacakmışız gibi oluyor. Bunları hissetmeniz gayet doğal bir şey. Bu kaygıdan kaygıya göre de değişiyor yani. Mesela eğer bir sahne öncesi bir şeyse. Bir sahneye çıkmam gerekiyorsa, bir topluma konuşmam gerekiyorsa. Öncesinde karın ağrısı yaşıyorum. Ama bir sorumluluğum varsa ve o sorumluluğu yerine getirmekle ilgili kaygı duyuyorsam uyurum. Sorumluluktan kaçmanın en iyi yolu bu. Evet dediğin gibi işte bunlar değişiklik gösteriyor. Mesela sınavdan önce karın ağrır, midem kumar. Ben çok sınav stresli yaşamıyorum ama eğer gerçekten stresliysen yaşıyorum. Mesela bir sabah uyanamam korkusu diye bir şey duydunuz mu hiç? Mesela gece erken uyanmanız gerekiyor. Ama sabah uyanamam diye korkuyorsunuz. Uyumam o gecedir günah. Ben çok rahat hala uyumam. Öyle mi? Bence hiç olmaz. Çünkü benim de sınavdan korkusu uyanmıyor. Ben her zaman daha erken kalkarım. Uyuyamam. Yani eksikse uyuyamam yani. Evet kaygı olduğu zaman uyuyamam ha. Ve o an... Sınavım birde bile olsa ben acaba sabah kalksam mı? Hani eksiğim bilmesem mi? Yani fazla çalıştım belki de. Ama yani eksik bir şey diyorum ya. Sabah 8'de 9'da kalkarım. Mesela o ana şey de olur. Başın ağrır. Öyle şeyler oluyor mu? Olur. Tamam. Böcekten korkan birisi vardı sen miydin? Mesela böcekten korktuğunda vücudunda ne değişiklikler oluyor? Titrerim bir kere. Korku demeyeyim de kaygılandığında. Böcek benim gözümde devasa bir şey haline geldi. Gerçekten mi? Şey var ya annemin Allah bilir ne olduğunu bilecek. Gerçekten mi? Gerçekten mi? Biliyorum ben. Böyle sanki... Biliyorum. Çok kötü hissediyorum ya. Nasıl diyeyim? Çok kullanıcı. Çok heyecanlandım. Heyecanlandım. Gözlerim çok kullanıcı. Gözler yok. Hamam vücudu falan değil var. Banyosu yani. Peki asansörden korkan vardı. O da mı sendin? Asansörde de şöyle ahşap yaklaşımı bilmem. Mesela bir şey taşıyacağım zaman meclis mektubuna kalırım. Böyle ya onu asansöre bırakırım. Kendim merdivenle çıkarım. Bunu çok yapıyorum yani. Arabalizmi falan bıraktıysam. Evet. Ya da artık çok yorgunsam da böyle... Böyle uzun durumsaydı. Bir şey olursa da artık yapacak bir şey yok. Mesela asansöre bindiğinde vücudunda ne değişiklikler oluyor? Heyecanlanırım. O an düşünmemeye çalışırım yani bir şeyleri. Evet. Hemen bir çözüm bulamaya çalışırım. Acaba bir şey olursa ne yapayım bir bakarım. Bir heyecan olur falan. Hayır bu dua etmeye vallaha zahmet değilim. He dua etme şeyi vardı. Yapacağım bir şeye de beklemedim. Ben de. Ben de heyecanlandım inşallah. Sen şey uygulamadın değil mi o tekniği? Gidile tanışacaktın galiba. Evet. Tamamdır yani. Sizin ne korkuluğunuz vardı? Karanlık. Karanlık. Mesela karanlıkta kaldığında vücudunda hangi değişiklikler oluyor? Yolunda bir değişiklik olmuyor sanırım. Ya mesela hani kaygılandığında mesela. Her yer karanlık ya. Her yer duvarmış gibi üstüne geliyormuş gibi oluyor duvardan. O benim stresim sokuyor. Ben nefes alamıyorum şimdi duvardan. Nefes alamıyorsun. Sıcak basıyor. Hani alıyorum o anlattığında böyle hissediyorum. Sıcak basınca ters oluyor. Mesela baş ağrısı veya mide bulantısı oluyor mu? Karanlıkta kaldığında hiç böyle bir şey olmuyor yani. Kısa sürede oluyor. Mesela evde gece lavaboya gideceksin odamdan. Ben koşarak tüm ışıkları açıyorum. Elimi flaşla birlikte bu şekilde gidiyorum. Böyle halletmeye çalışıyorum. Anladım. Şey senin ne korkun vardı? Yükseklik. Yükseklik. Yükseklik. Mesela vücudunda ne değişiklikler oluyor senin? Heyecan basıyor. Kalbim hızlanıyor. Terlemeye başlıyor. Yüzün kızarıyordur. Yok. Esrar olunca yüzüm çok kızarmıyor ama. Bizim sosyal kaygı ve sosyal fobi ile ilgili üç tane videomuz vardı. Üç veya dört. Zamanınız eterse kaç tane olursa. Onları açabilir miyiz? Onları izleyelim. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Akşam saatlerinde ne oluyor? Gerçekten yalanı söyleyemeyiz. Babadan değil de. Kusura bakma. Genelde. Asla. Asla. Akşam yemeğini yiyerken. Oraya devam. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Sadece. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. İnsanlarla konuşacağı zaman bazen birbirine düşüş var değil mi? Daha zahmetli birbirine mi düşüş var? Ben düşündüm. Benim aklımda düşüşlerim var. Düşünüş yargılamalarından da korkuyorum. Aslında anketinde en yoğun istediklerimi fark ettiklerim var. İçimizden ayrılıyoruz. Dünya olası olarak. Neden? Kulübüsünün yakınlaştırmak için yok. Ölme yolu sınırına geldiğimizde, ben de şimdi çok mutluyum. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Kalbim hızlanıyor. Mesela ödevi yapamayacağım diye mi kaygılanıyorsun yoksa teslim edemeyeceğim diye mi? Bilmiyorum da yani şu an. Yetiştiremezsem diye. Yani yetiştiremezsen diye anladım. Yanlış yapıp bir anda son zaman yanlış yaptığımı öğrenmiş olabilirim. Bu okul işleri mi? Değil mi? Sınav kaygısı var. Okul işleri genel anlamda beni engellendiriyor. Peki sizin ne oldu mu? Yani şöyle ki genel anlamda bana göre daha kaygılı bir karakteri hayatımdan bahsediyordu. Yani sen o kadar kaygılı değilsin. Evet ben o kadar kaygılı değilim ama yaşadığı bazı şeyleri ben de yaşıyorum. Mesela bir ortamdan çıktım ve kalbim çok hızlandı. Benim de bir süre devam edebiliyor. Uzun bir süre geçmiyor. Yani belli bir dönemimde bu tür şeyler için ödev bilmem ne değil de genel anlamda bir hayat kaygım olduğu için kalp ritmim yüksekti ve bunu kontrol etmek için bir ilaca başlamak zorunda bile kalmıştım. Peki anladığım kadarıyla çok kaygı yaşamıyorsun. Kendini sıfır ve beşiz elimden derecelendirir misin? Aslında şöyle ki ilk oturumda iki buçuk olarak değerlendirmiştim kendimi. İkinci oturumda bu ikiye düştüğünü söylemiştim. Şu an kendi kaygımın farkındalığına varmam ve kendimi düzeltmeye çalışmam, düzgünlemeye çalışmam ya da sizin tavsiye ettiğiniz bir yöntemlerle günlük hayatımı uygulamaya çalıştıkça bu daha da düşecektir. Yani bir yetmiş beş diyebilirim belki bu kaygı seviyesine. Peki sana hiç sormadım. Sen bu videoda kendine ne hissettin? Ben de sınavda sınma olayından dolayı çok uzayın sınavda sıldığımda sonrasında uzun süre toplayamamıştım özlüyorum tekrardan. Yani çocukluk döneminden kalan bir travman yüzünden. Ama aştım onu da. Nasıl aştın? Kendime daha çok güveniyorum. Bir de uzun erkekler görüyorum. Uzun erkekler varmış. Boyu uzun. Ben bundan dolayı kendimi çok kötü hissediyordum orta okulda. Boyun uzun diye kendini şey hissediyordun. Kürsesiz oluyor. Onu ben de hissediyorum. Boyumu uzun erkekler. Şöyle düşün ben böyleyim. Orta okulda bazen olur öyle. Erkek orta okulun haklarında kaldım. Gerçekten. En önce 10-100.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000. Neyse sonra yıkadım 10 tane örtü var. Allah'ım sayıyorum sayıyorum örtüleri kaybettim. Oturdum ağladım ve verdim dış 20 kişi ama sıralar 10 tane. 10 kanalda oturdum. Ben bile gelmememiştim. Mesela bizim de vardı benim de boyum uzun olduğu için arkaya atarlardı beni ama ben gözlük taktığım için öne gelirdim. Çekme etkilemedi beni. Ya zaten gözlüğü var hani sorunu çözüyor anladınız mı niye öyle oturuyorlar. Aksine olanı da pencere kenarına oturtuyorlardı. Bir tane daha videomuz var onu da hizmet edelim. Bu biraz komik. 5 yıldır hiçbir akraban mı görmemiştim. Görmek de istemiyorum. Fakat lanet olsun ki. Çocukluğumda abimle beraber konuşuyorum. Onunla eğlenip konuşuyorum. Belediyeki kalabalık bir grupla beraber konuşuyoruz. İşin gözü yanıyor. O eve yeni taşındım. Annem gelen mesafeye de tek tek odadan düşünecek. Ne yapsam? Misafirlere görünürüm ki. Bolalımıza bulursam acaba ne düşünürüm. Fakat bolalım beni kaldıracağına emin olamadım. Geceye kadar tek seçenek balkona çıkmamış. Ayrıca ben kendim odada olmadığımı anlayınca balkona saklanan zamanlar ve beni halletmemek için misafirleri balkona çıkarmadım. Hızlıca balkona çıkıp kapıyı kapadım. Ve yavaşça pencerenin yanına soktum. O sırada annem 5 saat bile odaya gitti. Sürerdi gelseydik. İyi geçirdik çıktık. En az 5-10 kişi vardı. Konuşmadık ama kesildik. Hepsi aynı anda oluştu. Kimin ne dediğini anlayamıyorum. Bir süre böyle oluşmaya devam ettiler. Ve ardından sesler aralarak kesildi. Anne, hem de balkonun arkasını göstereyim size. Hadi gelin. İşine şahit ol. Her zaman zor. Ama ufak bir sürme. Bu kadar sesli konuşuyorlardır. Onları duymadığını söylesem bundan kendisi bile gelmez. Ayrıca madem balkondaydı biz de balkonu girerken görmedik. Demezlerdi. Allah kahretmesin. Sesinin gündüzü gelmişti. Burak amca. O sırada saatler içinde balkonun altından geçen su borularını gördü. Ve indiği gitti. Abartmanın yedinci takımından. Hayatının riski atıldı. O borulardan tuttular. Görüş alanı açıklandı. Teşekkür. Bu düzgün gelen sözü bu an hiç yorumlanmadığı için Beşiktaş'a teşekkür ediyoruz. İleride kabul etmiş büyük biçimde mavi okulun kapısına doğru yönelseydi. Ama bozulmadı. Üzerindeki baskın bir küçük dönüşme korkusunu yarattı. Bir de böyle değerli bir avukat evinin altına geçti. Ve kollarını borulara tuttu. Bacaklarını yedinci katına almışlardı. O sırada ard edilmiş örnekleri de bağlantıya geçmişti. Bu avukat yaşı gerçekten böyle bir yaşıydı. O esna içinde bulunduğu sorunun görüntüsünü anlattı. Ve sinirlerden gülmeye başladı. Şundan düşünmezsin. Hakkında ne diyeceğimi bilmiyorum. Misafirlerden satılmaya çalışan genç mavi okulların muhtemelen dünyanın en eziyetli okulları. Sinirlerden gülüyorduk derken bu içinde bir içeride birazdan patlıyor olabilir gibi küçük bir mevzudaydı sadece. Çünkü bu sırada bakmam gerekiyor. Beni burada hayatımda ihtiyacım yok. Halkalarında da konuşmaya devam ediyor. Bu muhtemelen insanlar için böyle değil. Hayır. Bu da esna değil. Hepsine zahmet olsun diye geçirdim çünkü. Benim hayallerim var. Doktor olup insanlar yardım edeceğim. Peki siz? Kararımı vermiştim. Onlara bakmamın hak ettikleri bir şekilde olmamıştım. Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Ne yapalım? Önce sakin ve sessiz oluyoruz. Lütfen. Yani içindeki sesi duyabilmelisin. Duyuyorum. Böyle kaygılarından uzaklaş. Çok kaygılı olduğun bir anını düşün. Ama o kaygılardan bir anda uzaklaş. İkinci olarak hedef seç. Yani sana bir hedef soralım. Şunu şuraya koy mesela. Buna odaklan. Omuzlarını ve kaslarını gevşek. Rahatça otur yani. Daha çok kaygılanma. Hayır, hayır. Hiç kaygılanma. Şimdi dikkatini hedefe ver. Yani oraya odaklan. Başka bana da bakma. Burada bütün duyu organlarına kilitlen. Yani... Duyu organlarımız gibi biliyorsun. Hepsiyle kilitlen. O zaman ellerimi tutsun. Tamam, dokun. Yapısını hisset. İyi ki almışım. Evet. İç sesinin içinden geçen olumsuz düşünceleri sakinleştir. Böyle açıklıklar olacak. Ediyorum. Gün içinde yaşadığın kaygılı durumlar aklına gelebilir. Bunları sakinleştir. Tamam. Bu durumda sadece seçtiğiniz hedefe odaklan. İç sesini sakinleştirerek zihnini netleştirmeye çalış. Yani bırakabilirsiniz. Kaygılı bir anında bir şeye odaklanarak kaygını azaltabilirsiniz. Son adımı anlatmaya çalıştım. Anladım. Çok yardımcı olacaktım. Eminim yardımcı olacaktır. Beş dakikamız var. Sen de çek. Nefes terapisi. Günlük yaşantıda yaşanan ses kaygı ve endişe hissetmeye neden olur. Nefes terapisi sayesinde gün içinde yaşanan bu durumların önüne geçebilir. Nefes egzersizi gününüzün iyi ve rahat geçmesini sağlayabilir. Sosyal kaygı ve sosyal kovil gibi durumlarda rahatlamanıza yardımcı olur. Tamam. Sen de bir nefes terapisi yapalım. Rahat bir şekilde otur önce. Rahat bir şekilde otur önce. Dizlerini öyle yapma. Büyük. Elinin birini göğsünün üstüne. Diğerini altına. Şuranızı hareket ettir. Nefes al. Ver. Al. Ver. Şşşş. Karnının eline baskı uyguladığını hisset. Nefes al. Karnının eline baskı uyguladığını. Hisset. Onu hisset. Burnundan yavaşça nefes al. Diğer göğsünüzün üstünde olan elinizi hisset. Hareket ettirmeyin. Yani bunu hareket ettirme. Hareket ettirme. Ben veriyorum ya. Beni takip et. Ver. Üst elinizi hisset. Yok. Kaygı anında değil. Kaygı anından önce bunları gerçekleştirsin. Mesela sahneye gitmeden önce. Üst elinizi böyle yap. Nefesini hisset. Kalp atışlarını hissediyorsundur. Onları sakinleştir. Yani bu şekilde de nefes alıp uygulayabilirsin kendine. Tamam. Hemen şimdi geri bildirimlerinizi alayım. Güzelce. Ben bu teknikleri kullanacağıma eminim. Evet. Bence kaygıdan önce bu teknikleri kullanın. Size hemen bir ödev vermek istiyorum. Mesela o hafta hangi kaygıyı yaşadınız? Bunu yaşadığınız anın gecesinde kağıda yazın. Tamam. Ödeviniz bu. Geldiğiniz için teşekkür ederim. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.