Platon`un varlık felsefesi görüşü
Transcription
Plato's philosophy of existence revolves around the concept of ideas. According to him, ideas are the true reality, while the material world we live in is a mere reflection or shadow of these ideas. He explains this concept through the analogy of people trapped in a cave, who can only see the shadows of objects on the wall. Only by breaking free from the chains and stepping outside the cave can they see the true reality represented by the sun. Plato's philosophy attempts to answer questions about the nature of existence and the essence of reality. Merhaba arkadaşlar, bugün sizinle Plato'nun varlık felsefesi ile ilgili genel görüşlerine ve kavramlarına değineceğiz. Kısaca hatırlayacak olursak, varlık Thales'ten bu yana sorgulanmış ve hala sorgulanmaya devam eden ve sorgulana gelecek bir alandır. Bu alanla ilgili, varlık var mıdır, varlık nedir, varlığın mahiyeti nedir gibi sorulara cevap aranmıştır. Varlık vardır, bu varlığı biz fikir ve düşüncelerimizle bilebiliriz. İşte bu kavramı Platon, İdea diyecektir. Ona göre İdea, değişmez öz, kendiliğinden var olan, uzay ve zaman ötesi bir kavramdır. Asıl gerçekliğin, tümelliğin kapsamı olan bu kavramın temsil ettiği alana İdealar Alemi diyecektir Platon. İdealar Aleminin, yani asıl gerçekliğin, yansıması, kopyası ve gölgesi olarak tanımlanan alan ise, içinde yaşadığımız, şu an içinde bulunduğumuz maddi dünyadır. Mesela, bir resmin doğa manzarası resmini tuvale dökmesi, Platon'a göre asıl gerçek olanın kopya edilmiştir. İçinde yaşadığımız dünyada, bunun gibi İdeaların kopyasıdır, yansımasıdır, gölgesidir. Platon, bunun daha iyi yanlışılabilmesi, betimlenebilmesi için, Mağara Aleborisi üzerinden açıklama yapacaktır. Ona göre, mağarada ışığın geldiği kısma, sırtı dönük ve ayakları zincirlere bağlı insanlar oturtulmuştur. Bu insanlar, yalnızca güneşin nesneleri aydınlatmasıyla mağaranın duvarında nesnelerin yansımalarını göreceklerdir. Ve bu yansımalar, bizim maddi dünyada gördüğümüz şeylerdir. Güneşe yönlerini çevirip bakamayacaklardır. Çünkü zincire bağlı ve hareket edemeyeceklerdir. Bu güneş de, gerçekliğin alanı olan İda'yı temsil etmiştir. Peki, zincirlerden kurtulup mağaranın dışına çıktığımızı varsayalım. Mağaranın dışına çıktığınızda, o gerçekliği temsil eden güneşe, çıplak gözle bakabilir misiniz? Güneşi mutlak anlamda görebilir misiniz? İşte, Platon'un varlık felsefesi, yani ontolojisi, bu kavramlara cevap verecek nitelikte sistemalize edilmiştir.
