Details
Nothing to say, yet
Big christmas sale
Premium Access 35% OFF
Nothing to say, yet
The speakers discuss the topic of mobbing in their industry. They believe that mobbing is prevalent in their sector and can negatively impact motivation. They also mention that both successful and unsuccessful individuals experience mobbing. They describe various forms of mobbing, such as giving someone more work than they can handle, belittling them, and stealing their time. They emphasize that mobbing can be subtle and include actions like ignoring or not sharing information with someone. The speakers mention that the industry has a high rate of unhappiness, with 44% of individuals feeling unhappy, especially those in managerial positions. They discuss the importance of experience and how it can give individuals more confidence and knowledge about what to do and not do in their roles. They share personal experiences of mobbing, including being restricted from taking breaks and being criticized for minor mistakes. They highlight the negative effects of mobbing on confidence and mental Merhaba arkadaşlar, bugün 10 Mayıs 2024. Kırklıcı olarak Beran Karahan, Burçin Aksaç, Üşra Telli, Melike Güvenç ve ben Mert Fırat olarak sizlere sektördeki mobbingden bahsedeceğiz. Evet özellikle mesela bu mobbing dünyada her yerde var mobbing ama bizim sektörde de bence daha çok olduğunu düşünüyorum. Sıfır olarak da yaşadığım bir şeydi. Yani bence bilmiyorum bu mobbingler insanın motivasyonunu düşüren şeylerdir. Peki başarılı ve başarısız olarak herkes mobbing görüyor mu? Görüyorlar. Bence de herkes ilk hatırlamıştır seviyeleri farklı olarak da yaşamıştır yani. 6 yaşında fazla olduğu için mobbing aslında yaşamak zorunda bırakılıyor gibi bir şey. Mobbing şöyle bir şey aslında görülmez bir konu. İlla gösterilerek yapılmasına gerek yok. Bir insana yapabileceğinden daha fazla iş verip onu istemek ve işte karşı taraf yapamayacağını söylediğinde onu bir tık küçük duruma düşürmek de mobbittir. Ya da evet çok büyük bir şekilde azarlamak da mobbittir. Zamanını çalmak da mobbittir. Her şey mobbittir. Sessiz kalmak da iş vermemek de bir şey paylaşmamak da mobbittir bence. İlla hakaret etmeye bağırmaya gerek yok. Sessizlik falan denen bir kavram var. Bunu hissettiriyorlar ya. Hani hiçbir şey yapmazsın mesela Burçin dediği gibi. Seni yok sayması falan bile çok kötü. Yani evet burada biraz daha şanslıysan zaten sektörün içinde oldukça fazla görüyoruz arkadan konuşmaları falan. Biraz şanslıysan kulağına geliyor bir şekilde. Öğreniyorsun mobbing yaşadığını. Benim arkadaşım var. Önceki ajansından dolayı TRP alan öyle bir mobbingi uğramış ki. Kim bu ya? Ben böyle insanları tanıyorum. İnşallah bir TRP almayı sağlıyorum. TRP masraflarını karşılıyorlar mı? Geçen Reklam Büyük Vakfı'nın verileri vardı. Sektördeki %44 insanların mutsuzdu. %14 mutsuzuydu. O da patronlardı. Yani bu sektörde ne demek? Ya patron olacaksın ya da mobbinge mi uğrayacaksın? Ya da mutsuz olacaksın? Mobbing olmadan mutsuz olabilirsin bu sektörde. Çok yoğun, saat yok. Herkes bir şey söylüyor kafan çok yoğun. Biz bunu nasıl kabul ettik? Mobbing sadece bizim sektörde de var ama bizim sektörde de çok fazla var ama bence iş hayatında komple var. Bakışlar, özellikle bakışlar. Beni en çok hatırlatan şey bakışlar. Bakışlardayız da ben zaten en azından kendim için konuşacağım ama mobbing görmedim henüz. Belki görürüm ilerleyen zamanlarda. Belki görmüşsündür bilmiyorum. Çünkü daha yeni başlayan insanların bunu fark edebildiğini düşünmüyorum. Biz hepimiz farklı yerlerde staj yaptık ama ben hiç böyle şey diyemem yani şu kişi bana mobbing uyguladı diyemem. Ama ilerleyen zamanlarda biraz daha tecrübe kazandıkça insanlarla iletişim arttıkça bunu daha net söyleyebilirim belki. Bence en önemli konu deneyim. Biz insanın üzerine daha fazla gidip daha fazla müzik uyguluyorlar. Çünkü o karşı taraf bilmiyor ki onun ne olduğunu. Doğrusu o zannediyor. Anlat ya anlat. Neler yaşadın ya? Bir kişi daha çok çalıştığı yerin tecrübesiyle özgüveni oluyor tabii ki. Ne yapılması yapılmayacağını biliyor mesela. Bu iş benim tanımım değil deyip geri çekilebiliyor ama yeni başlayan biri her deneyi yapmak zorunda hissediyor. Benim zaten yapabileceğim bir şey gibi düşünüyor. Yapmam gereken bir şey daha doğrusu. Bir de şey olarak düşünüyor işte. Öne çıkarım diye düşünüp atıyorum. Bir metin yazarı stratejik stratejinin bir işini yapıp öne çıkmaya çalıştığı oluyordur bence. Şöyle bir şey oluyor. Mesela atıyorum o ajansta bir anda böyle top oluyorsun tamam mı? Aa evet ben şöyleydi böyleydi falan oluyor. Sonra bir anda bir silik oluyorsun. Çünkü elinde hiçbir iş bir şey yok. Sonra birilerine her şeyi evet ben yaparım tamam evet yaparım her şeye tamam demek zorunda kalıyorsun ki çünkü şu an kendimizi ön planda atmak durumundayız. Kendimizi göstermek durumundayız. Şu an tam zaman yani onun. O yüzden bilmiyorum. Bunlar da mobbing sayılıyor mu ya? Sayılıyor. Göt hareketi bir de mobbing gibi. Bilmiyorum ben bu konuda biraz yaralıyım. Galiba. Sen de mi? Evet. Ne yaşadınız mesela? En son yaşadığınız mobbing tarzı bir şey. Ben ajansta değil ama bu işte üniversitenin ilk senesinde biraz da böyle işte aman hep ailemle para almayayım ya böyle bir kendi ayaklarımın üzerinde durayım, gideyim işte kendime bir şey alayım diye bir kafede çalışmıştım mesela. İlk böyle deneyimim ve hani bilmiyorum şimdi el kapısı da öyle yapmıyormuş adam haline bak. Neyse gittik işte sabahları işte tatlı yapıyorum falan. Sonra baktım ki böyle işte öğle yemeğine çıkarttım. Yani çıkmama izin vermiyorlar. Hani şunu da yap öyle çıkarsın. İşte onu yapıyorsun sonra böyle birazcık oturduğunda hemen böyle gözü onlara batıyor ve şey diyorlar mesela. Hep oturuyorsun. Bu sefer insan böyle kendini şey gibi hissediyor. Hani demek ki ben hiçbir şey yapamıyorum, bunlara yetemiyorum ama o sırada her şeyini veriyor oluyorsun. İsteyince kendini bitiriyorsun ve onların her dediğini doğru kabul ediyorsun. Kendini manipüle ediyorsun. Evet. Şimdi ben şöyle düşünüyorum. Eğer ki işte bunu bir öylesine yaptığım bir iş gibi olmasaydı ve kendi işim olsaydı demek ki başka bir yere gittiğimde de ondan sonra hep onların bana davrandıkları şekli doğru kabul edip her şeye susacaktım belki de. Normalleşiriz aslında. Herkes bunu yaşıyor ediyor gibi. Geçen internette görmüştüm. Belki bir etiniz görmüşsünüzdür. Bir işveren işçilerin tuvalete giriş saatini çıkış saatini yazmış tuvaletin kapısına. Şu kadar dakika şu kadar durdu. Altına da kaybettiğimiz para miktarı. Yani mobilya her türlü... Benim çalıştığım kafa olabilir miydi? Çünkü gerçekten öylelerdi ya. Bak çikolata alıyorduk. Şimdi üç farklı çikolatacıda çalıştığım için bilemezler. Dinlerler. Evet. Mesela bir tane aldığımda böyle o çikolata şeyinden, paketinden mesela batıyordu. Sanki dükkan kapanacak. Ondan bir tane yediğimizde. Anladın mı? Ne geçecek bilmiyorum. Zaten bayatlayan bir şey. Onu satamazsan zaten atmak zorundasın. Ama o göze batıyordu yani. Yeme, onu satacağız. Evet. Satamazsak da yeme. Böyle sakınmaları bence zaten işletmenin ne kadar bir saç olduğunu gösteriyor. Geçen arkadaşım staja başladı. Çok utanıldık bir yerde. Çok herkesin gizli bir yerde. Staja başladı. Anneler günü mü? Kadınlar günü için. 89 tane çantayı demişler ki al şunları paketle. Stajay. Kız da tek başına. Ondan sonra o da çok sinirlenmiş. İtlemiş ki yapsam ama yapamam. Sonra işte başkaldırı düzenlemiş. Bağırmış etmiş hani bunu ben yapamam. Benim iş tanımımda bu yok falan. Ama o an o gün onu yapmasa da sonrasında telefonla falan rahatsız edilmiş o işveren tarafından. İşte şöyle gel. Bilgisayarı teslim et. Hani mobilyaya devam ediyor. Şu anda da hala anlatıyor. Mobbing yaşadığını. Ben de şey yaşamıştım. Bu bende travma. O yüzden bunu söyleyeceğim. Direkt aklıma gelen. Ben de gene şu arkadaşınız gibi ayaklarının üstünde durmak isteyen bir kız çocuğuydum. Markete girdim ismini vermeyeceğim. İşte orada bir tane yöneticim sürekli diyordu ki ben de yeni başlamıştım o zaman ve elim öyle hızlı değildi. Diyordu ki sürekli bak burada sıra olmasın söyleyeyim. Sonra işte hani müşteri sırası olmasın. Yok işte bak burayı düzgün görmeyeyim çıkamazsın falan. Böyle böyle baskılamalar yapıyordu ve benim çocuğum çok bozmuştu. Bak diğeri şunları şunları yaptı. Hani komşunun kızı gibi. Ona niye bağırmıyorum falan. Evet. Ya aslında bakıyorsun kızla aynı işi yapıyorsun. Ya da işte erkekle aynı işi yapıyorsun ama hani o sırada sen bir şey eksik yaptığında ya da her zaman yaptığından bir tık düşük bir performans sergilediğinde hemen böyle sen bizi batıracak mısın ya? gibi bir kafaya bürünüyorlardı. Sonra şey diyorlar ya bu şey üst alt ilişkisi. İşte usta çırak ilişkisi. Çöylü çiftçi ilişkisi falan diyorlar. Son kısmı anlatmak isterim arkadaşlar. Artık gençtim toydum büyüdüm. En sonunda da yine beterin beteri varmış gibi daha kötü bir patrona denk geldim ve böyle hani asla uçurtmuyor falan. En son dedim ki ben gidiyorum. Dedim gittim ve geri dönmedim. Sadece paramı almaya gitmiştim. Size ben de şöyle bir şey anlatayım. 14-15 yaşlarında vardır ya özellikle bu erkek çocuklara yapılır. Yazın işe geri çalış. Ben de babamın büfesinde değil babam bana mobbing uygular diye başka bir büfeye girdim. Karşı büfeye. Durur çocuk ya. Neyse girişte bana sadece şunu dediler. Mert eti senin kemiği benim gibi bir şey söylendi. Okey anlamadım. Nereden bileyim ben bu lafını anlamadım. Sonra neyse başladım. Sonra en sevdiğim abinin arkamdan dedikodu yaptım. Ben bulaşık yıkıyorum. Şey düşünün masalar böyle kaldırıma dizilir ya ortadan geçilir. Ben artık en son ikinci günün sonunda iki gün çalıştım. İkinci günün sonunda elimdeki bardaklarla yüz üstü böyle bir güzel bir şey vardı ya simit bozu öyle serildim yere orada ağlayarak eve gittim. Mobitten kaçarak tekrardan başka bir mobbinge yakalandın. Aynı mobbingde şey oldum. Yazın yine çalış. Sucuda çalış bile random. Öyle yani. Güzellik merkezinin sosyal medya içeriklerini hazırlıyorum. Orada mesela mobbing olmayan bir ortamdan bahsetmek istiyorum. Çalıştığım kadınla aram iyi ve asla bir alt üst ilişkisi kurmuyor. Sonuç olarak ben sana para veriyorum ve istediğin vakitte bunu yapmak zorundasın gibi bir algı olmuyor. Ben de bu algıyı hissetmediğim için gece 11'de bile bana yazdığında üşenmeden kalkıp bu işi yapabilirim şu an. İşim yok deyip yarım saat içinde attığım işler oluyor mesela. Yapamadığı zaman aslında insan daha iyi niyetle yaklaşıp bunu yapabiliyor. Çünkü sen saygı duyuyor yani. Hem sana hem zamanına hem emeğine her şeyine saygı gösterdiği zaman o şekilde de karşılık görüyorlar. Ama yapmayan çok var tabi. Ama mesela yaşanılan mobbingler gibi mobbing görsem hani ya tamam şu an saat 11 yani anladın mı? Yapmak zorunda değilsin onu o saatte. Ama işte mobbing olmadığında tam deminden sonra daha bence kötü oldu. Birazcık böyle ajans falan konusuna girersek bunu derste de konuşmuştuk ve kendi aramızda da birbirimize sahip olduğumuz şeyler var. Nasıl olsa pandemi uzaktan evden çalışıyorlar, ev konforundalar diye saat 11'de iş atmalar. 11'de iş atıp saat 12'de bunu istemeler. Ben hiç yaşamadım bunu ama yani çevremde çok fazla yaşayan arkadaşlarımı duydum. Öyle neler çekiyoruz benim part time bir işim vardı 3-4 yıldır yaptığım sosyal medyayla ilgili. Hani çok ne diyeyim bana karşı çok statik olmamı istiyorlar. Her zamanda atıyorum. Ama ben bir şey sordum ya da bir şey merak ettiğimde bana günlerce cevap vermiyorlardı. En son canıma tak et yani bana saygı duymuyorlar. Ben niye saygı duyuyorum? En son işi yapmadım. Bana sorduklarında işte şey dedim siz bana cevap vermeden ben de yapmayacağım dedim. Sonra tartıştık en son istifa ettim bıraktım. Çünkü artık çekmeme gerek yok. Daha güzel işler bulabileceğimi farkındayım ve onların beni insan saymaması cevap vermemesi artık canıma tak etti. Ben onların işlerini yapıyorsam mesela gösteriyorsam niye yapmak zorundayım? Şimdi bakıyorum, spotluyorum onların sosyal medyasını. Ben bıraktığım günden beri hiçbir şey yapmamışlar. Yani oh olsun diyorum. Hak ettiler. Sen ona emek veriyorsun o işe ve karşında sadece para değil onlardan değer de görmek istiyorsun sonuçta. Emek ve takdire girmek de bence önemli. Karşılığını almak insanı hem motive ediyor aslında. Mobbing uygulayarak belki de kendilerini daha üst gösterdiklerini sanıyorlar ama iş performansını da düşürüyor. Ben mesela o iş ortamında şeyi bekliyorum. Mesela bir işi kötü yaptığında şey deniyor ya, ya bu olmamış ama şöyle gözükmüş, böyle gözükmüş. Bunu rahat rahat söyleyebiliyorlar. Ama bir işi iyi yaptığın zaman bunu takdir etmiyorlar. Mesela evet çok iyi yapmışsın iyi düşünmüşsün falan olmuyor. Ben bundan da rahatsızım. Buradan izdillere. Kötüyü söylerken çok rahatlar ama iyi söylerken aynen öyle. Bu normal hayatımızda da var. Bir şeyleri başardığımızda, uğraştığımızda, projeler budur budur yaptığımızda her zaman herkes kötüyi söylemekle daha rahat. Ama iyi bir eline sağlık hani şöyle olmuş şöyle olmuş demek çok zor oluyor. Ama bu sektörde böyle bir şey var ki biz şimdi sajer olsak da jünior olsak da mikar çalışımında üstünde kimin altında olacağını bilmeyeceğiz. Kimse istemediği şeyi yaşatmamalı. Bence de öyle. Ben mesela bugün bir sunum hazırladım. Sonrasında da üstümle konuştuğum zaman bana şey dedi hani yaptığım zamanda en ufak iki kelime bile eklesem eline sağlık Mert diyor. Fakat şimdi şey dedim mesela kötü bir şekilde değildi bunda pozitif anlamda söylüyorum. Mert bu sunumun yeniden bakalım ama eline sağlık yine güzel geldi. Ama bunu sunuma çevirelim ve şuralarda yapalım diyerek bana bir link atıp öyle bir nasıl bir şey yapabileceğimi gösterdi. O yüzden aslında kesinlikle denk gelmek lazım. O kendi geçtiği yollardan hatırlayıp sana o mobbing uygulamazsa her şey daha kolaylaşıyor aslında. Bu sektörde şey var ya insanlar yaşattığını yaşıyor. Çektikleri mobbingleri karşı tarafa sajerleri, jüniorları yaşatıyor. Kendi yaşadığı için diğerlerini yaşatmaktan sakınıyor. Bu da zaten olgun bir yol. Ben kendi yerimde çok hani o saygıyı, ilgiyi gördüm. Dediğim fikri değerliydi. Üstüne konuşuldu. Dediğim gibi çevremde çok kötü staj yapanlar var. Çok kötü bir muamele görenler var. Şaşırdım açıkçası böyle yaşandığına. Çünkü biz 20 günlük bir staj yapıyoruz. 20 günde insan kime ne çektirebilir? Ne çektirmek gerek? Hani ben çok güzel bir staj süreci yaşadım. İnsanların şansına maaş yönetimi şansına mı? Umarım bundan sonraki iş yerlerimizde böyle şeyler yaşamayız. Umarım yaşamayız evet. Ben şu ana kadar 3 tane ajans bedenimim oldu. Bir tanesi Fuluzak'tandır. Diğeri zaten 9 aydır çalışıyorum ve hala devam ediyorum. İlk girdiğim yerde şöyle bir şey. Girdim mesela benim istediğim yer değildi fakat bir gittim mesela hani patronla konuşacağım. Bekliyorum. Bakışlar, hiç selam vermemeler. Bazıları hiç selam vermiyor. Bazıları selam verip geçiyor. Bazıları da konuşmak istiyor seninle. Konuşmak isteyen olursa bundan böyle bir şey gelmeyeceğini anlıyorsun. Zaten ilk bakışta kimin yapabileceğini bence anlıyor insan bir zaman sonra. Ben ilk deneyimimde anlamıştım yani. Sonrasında da zaten kısa sürdü ve anında oradan çıkınca şükrettim yani. Bir daha denk gelmek istemedim öyle insanlarla. Hani mesela bu reklamcılık vaksinin paylaştığı verileri hani şu an mesela biz 4. Ama bizden küçük öğrenciler bu sektöre girecek insanlar da bunu görüyor. Ve %14'ünün sadece mutlu olması çok acınası bir tablo. Şu an mesela 1.sınıf, 2.sınıf olsanız çok daha negatif. Ben bu işi yapmak istemiyorum. Hiçbir şey öğrenmemişim daha. Ama direkt negatif başlamak çok kötü bir şey bence. Ve bu insanların da yarın öbür gün sektörde daha yüksek yerlere geldiği zaman daha fazla mobbing yapmasına hani olanak sağlayacak. Ve bu mobbing sirkülasyonu uzun bir sıra boyunca bitmeyecek. Evet. Mesela verilerde şey paylaşmışlar. Reklamcıların %44'ü sektörünü değiştirmek istiyormuş. %33'ü kararsızmış. %22'si de reklamcılara devam etmek istiyormuş. Bu etmek isteyen kişiler de mobbing uygulayanlar. Onlar falan bence de yani. Ben geçen gün gördüm mesela işte ajanstayız. Her gördüğüm kişinin ağzından şey duyuyorum. İşte ben şu mesleği yapacağım. Çünkü ben hayatımın sonuna kadar reklamcı olamam. Ben bunu yapacağım. Tamam ben yolun başındayım. Diyorum ki Allah'ım neredeyim. Çok kibritici bir şey ya. Çok kibritici. Ama insan işte bir zaman dileğim kazandıkça gördükçe yapabildiklerimiz farkına varınca bence bilinçlenmek de önemli. Mesela mobbingle suçlamak da önemli. Bir mesaj kaydı varsa, mail varsa ya da görsel bir kanıt varsa bence şikayet edilmeli. Zaten bunun çok büyük cezaları oluyor şirket içinde de. Şikayet ettiğimizde de. Hani ben geçen arkadaşım böyle bir şey yaşadı. Yine market tarafında. Hani sözlü bir şekilde mesajları da var. Dedim ki hani direkt mesajları al şikayet et. Yani bunu çekmek zorunda değilsin. Tazminatını alırsın. Ama bilemiyorum. Herkesin böyle bir şansı yok. Çünkü sadece sözlü olanlar da var. Mesaj, işte arama, bir görüntü kaydı olan. Kimse bile değil. Aynen. Bir bakış, bir hani hakaret. Arkadan konuşma. Mesela arkadan konuşmayı kanıtlamak zor olur. Ama en azından başımızda güzel insanlar olursa onlara bildirebiliriz böyle insanlar var ya. Zaten iyi bir yönetim varsa şirket içinde böyle olması karşılar. Bir müdahale ederler. Ya ben şeyi duyuyorum. Yani atıyorum böyle bir ajansın müdürü, genel müdürü, ne bileyim yardımcısı, patronu, kurucusu stajyerin arkasından konuşuyor. Ya bana çok saçma geliyor. Senin işin bu olmamalı ya. Yani sen yani 360 kampanya'dır falan bilmem bir şeyler yap. Stajyere bulaşmaman gerekiyor. Mesela şu an tuhaf olan şey normal olması gereken olay. Hani mesela bir birinin altına çalışıyorsun ve onu stajyer için altına iyi davrandığı zaman bu garip gelmeye başlıyor. Ama bana çok iyi davranıyor. Ben bu insanları kaybetmemem lazım. Yapabildiğim en iyi işi çıkartmam lazım. Ters bir denklem var bu işin içinde. Evet çok zor. O iyi kişiyi bulduğun zaman onu kaybetmek istemiyorsun. Hep onunla çalışmak istiyorsun. Çok doğru söyledin. Peki mesela siz çok movings gören bir reklamcı olsanız. Sizin stajyerleriniz olduğunuz zaman ben bu kadar moving gördüm. Ben ne gördüm onu da yapayım. Yok. Hayır yapmam. Yapmam. Çünkü onun ne hissettiğini bilirim yani. Hatta bunu yaşamana gerek yok. Kurabilirsin yani. İnsan olmak yeterli bence moving yapmamak için. Stajyer ve moving çok farklı bir şey. Mesela ben de disiplinli bir insanım. Stajyerim olsa tabii ki sorumluluklarını yerine getirmek istiyorum. Bir şeyler öğretmek isterim. Öğretmekten de çok kocamanım. Çünkü senin işin bu anladın mı? Orada stajyere eğitmek. Ama disiplin, moving bağırmak, çağırmak değildir yani. Çok iyi huylu bu şekilde bilginle bile disiplin edebilirsin insanları. Bunun farkını anlamıyorlar. Korkutmak hiçbir zaman benim için bir başarı motivasyon olmadı yani. Bu patron bana kızacak. Ben korkayım da iş yapayım. Hiçbir zaman rahat olamazsın. Fikirlerini saklayamazsın. Bence tam tersine insanları soğutup uzaklaştırıyorlar. Ayakların geri geri gitti. Bir ajansen ne kadar verimli bir iş çıkartabilir. Bence sürekli şey korkusu olur ki bu hani mesela bir fikir üretme aşamasındaysan eğer şey oluyor. Dalga geçerler mi acaba? Bir şey derler mi? Bu fikir çok mu saçma acaba falan. Aslında çok parlak bir fikir. Aynen. Ve sonra bir bakıyorsun o fikri aslında başkası yapmış ona o şey falan demişler. Öyle bir şey yaşamıştım ben. Sonra çekinmiştim mesela. O fikri söylememiştim. Sonra bir baktım başka birisi söyledi. Aynı fikir gelse bu sefer paylaşırsın. Evet paylaşırım. Paylaşıyorum zaten. Ben mesela artık şey olduğunu düşünüyorum. Hatta bunu konuştuk da yazarımla. Saçmalamak. Bence saçmalamak en mantıklı şey. Ya saçmala en azından zaten mesela biz şu an ekip olarak beş kişiyiz. Altı kişiydik beşe düştük. Ya mesela saçmalamak. Saçmala yani en sonunda ne olabilir ki? Orada iki dakika güleriz toplantıda unutulur gider. O yüzden saçmalayarak aslında olaylar saçmalamaktan çıkıyor. Yok bu çok saçma bunu yapmayayım. Yok şu çok saçma şunu yapmayayım falan. Olmuyor. Ama bunların temeli de işte yazarsam atıyorum bir gün sonra beni görünce işte arkamdan dalga geçerler mi? Bir göz devirir mi? Bir söz söyler mi? Falan filan gibi oluyor. Öyle yani. Ben yazar seçeneğine başlarken yazarım bana da ilk ilk dediği cümle. Hiçbir şey saçma komik diye sormaktan sakınma oldu yani. Biz de öyle yapıyoruz dedi. Hani birbirimiz arasında konuşuyoruz. Çok saçmalardan çok güzel yerlere varılıyor dedi. Çünkü günümüzde de öyle. Kim böyle üç yüz elli yıl önce deseydi kare bir kutunun içinden futbol maç izleyecek falan. Saçmalama. Hani saçma gerizekalı mısın derdi insanlar. Ne anlatıyorsun hani snapchat diyelim köpek filtresiyle fotoğraf atacaksın insanlar desen abi saçmalama derlerdi ama her şeyin bir zamanı var. Bugün saçma gelen bir şey belki on yıl sonra bir yıl sonra çok mantıklı, çok yaratıcı bir işe dönüşecek her şey için. Hiç olmadı diyelim ki saçma. Ama onlar bir noktayı alıp bunu başka mantıklı ya da daha düzgün bir şeye evirilebiliyorlar. Hani illa her şeyi sen yaptın diye bir fikir buldun saçma ama onlar bu fikri değişimi dönüşümü falan. Bir çıkış noktası olabiliyor. Markalar ciddi değil. Şaka yapmak olur. İronik olur. Bunlar için de büyük şakalar. Ya en son ben hatırlıyorum Büşra'yla gitmiştik sunuma. Keçi yani. Diyorlar ki keçi verdiler. Keçiyle ilgili bir şey yapalım. Aklımızda o kadar komik şeyler geliyor ki. Sarhoş keçi işte manyak keçi. Bin keçi falan. Ama günün sonunda yine saçma komik karıştı. Çünkü markanın kimliğini duyuyor saçmalamak. Güzel fikirler ortaya çıktı yani. İnsanlar da eğlendi. Orada mesela ciddi bir şey olmazdı. Keçinin üstüne nasıl bir ciddiyete girebiliriz? Ama ben burada şunu da söylemek istiyorum. Ya ben çoğu markanın şey kafasında olduğunu düşünüyorum. İşte bizim bir marka kimliğimiz var. İşte sen bir şaka yapmak istiyorsun. Bir fikir sunuyorsun ortaya. Diyorsun ki mesela bu şöyle bir şey. Ben dedim ki örnek veriyorum. Bizim işimiz olduğu için örnek veriyorum. Spotify diye bir marka var. Ve biz buna diyoruz ki işte şarkı söyleyemeyen bir adam bir şeyler söylesin ve en sonunda Spotify desin. Söyleyemiyor zaten. Söyleyemezsin. Bu çok ilgi çekici. Çok komik geliyor kulağa. Başka markalar yok ya biz bunu yaptırmayız. Logomuzu oynamayız. Adımızı şöyle söylettirmeyiz. Bu marka kimliğine zarar vermez. Ben geçen gün şeyi gördüm. Arçelik anneler günü için Arçelik'i bir şekilde evirip böyle kraliçe yazmış. Bence çoğu marka bunu yapmaz. Çünkü şey falan düşünüyorlar. İşte Arçelik yazılmış. İşte bizim adımız. Değişmesi saçma olabilir falan filan. O yüzden ben markaların da onların bize uyguladığı bir bilgiye karşı geliyorum. Ve diyorum ki biraz esnek olmalıyız bu konuda diye düşünüyorum ben. Peki siz de mesela globalde bu mobbing durumun nasıl? Hani biz mesela buradaki ajansları biliyoruz. Fikri olan var mı globalde? Globalde bazı ülkelerde bu mobbinglerin cezası çok büyük diye biliyorum. O yüzden çekinildiği oluyordur bu cezaevinde. Bu yüz kızartıcı bir şey. Bizim ülkede farklı oluyor. Mobbing kızıyor. Sinirli biri diyince biraz havalı oluyor anladın mı? Yanında saygılı olan biri bizimle dalga geçer ama başka bir ülkede diyelim ki mesela Kanada. Kanada'da böyle bir karakter var diyelim bir tane Alex. Alex Bey çok gıcık diyelim korkutucu, azarlıyor. Hemen bunu insanlar asıl düşüneceğin kişi olur. Kötü göze bakacağın kişi olur. Aynen. Ben bu sektörde şeyi görüyorum. Çok insani bir şey. Kapıdan içeri giriyorsun bir selam. Bir günaydın falan. Ben şeyi görüyorum. Atıyorum stajyer bir tarafta oturuyor. O masayı geçiyor. Ondan sonra günaydın diyor. Ya gün bana aymadı mı niye? Neden bana günaydın demiyorsun? Ben desem ne olacak? İki adım geride günaydın diyor. Ağlayacağım şöyle falan diye. Merk günaydın. Merk günaydın. Yani benim demek istediklerim bu kadar. İnsanların mobbingi bitmeli ya. Bitmeli. Ya da cezası özellikle iletişimle alakalı insanların bu kadar çok mobbing kullanıp bilgi almış olarak evet. Asıl bunların uzmanları yapıyor ya ben burada kendimi kaybediyorum. Umarım geleceğin kuşağı da böyle olmaz. Saygılı olur, sevgili olur. Umarım biz de öyle olmayız. Güzel bir nesil yetişir. İnşallah evet. Evet. Böyle olmak gerçekten hiç havalı değil. Hiç havalı değil. Evet. Evet. Evet arkadaşlar bizden bu kadar. Biz bugün sizlerle sektörde hayatın içindeki mobbinglerden bahsettik, konuştuk, fikirlerimizi aktardık. Şikayet edin ve dik durun. Umarım hepimiz dururuz. Arkanızdayız bugün. Kendinize iyi bakın. Haftaya görüşürüz. Hoşçakalın.