Details
Nothing to say, yet
Details
Nothing to say, yet
Comment
Nothing to say, yet
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve sellemin ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve a ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi ve aleyhi ve seyyidihi Doktorluğunu talep edilen şu talepini zor kılıp güzeleseniz, şimdiden çıplak olmasa, inek ağrıttırır, kaybettirir, hastalanır. Bu halde, şu tabi sizden talep edilen şartlarını becermezseniz, kömürü koyup, su içip koyup, şifa topladığınızda boğazı yiyen bu siz, hayır, özrüzde boğazı yiyorsunuz. Bu muhakkak neydi? Bana Allah subhanehu ve teala geberdi, hamdü senalar olsun. Bana mübarek Ramazan ayı Allah'tan öldürmesin, yetkizle. Sahabe-i kiramlar, Ramazan ayını, kutup bulup, ruzasını, Allahuteala'ya beş ay, altı ay yığılırken. Parvazgâh, tüken ruzalarımızı kabul eder. O kadar altı ayını, yine yığılırken. Parvazgâh, Ramazan'ı yenilmesin, canımızı da alır. Allahuteala'ya hamdü senalar olsun, Ramazan'ı yetkizle. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, hükümeti göre de, mühimdir ki, şirketiyette, hükümette, amin, amin, amin buyurur. Sahabelerden, bu kurumdan kurum, amin deyişini sallallahu aleyhi ve sellem de, aytı verdi ki, minberde şirketteyken de, dostum Cebrail kelep aytı ki, Ey Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, ata anasıdan, ikilası trik, ya ki bittası trik olsa, bir kişinin, şu ikili ata anası, ya ki bitti, ata anasını, trik'e gider, duasını alır, rahatsızlıkını alır, özünü cennete ihvan eden kişi, harb olsun. Amin deyin, dedi, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, amin dediler. Dua getirdiler o zaman. Ata anasından bittası, ya ki ikilası trik'i bittirir, rahatsızlıkını ata anasından ötüketken, farzdan, harb olasın. Dua getirdiler. Bu, birinci amin deyişinin sebebiydi. İkinci amin deyişinin sebebi neydi ki, Ya Rasûlullah, dedi, kaçan size ismi zikir kılınca payıttı, size salavat etmeden kişinin burnu yerine çıkarsın, harb olsun, amin deyin, dedi, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, amin dediler. Demek, biraderler, Rasûlullah diyordu mu, Muhammed aleyhisselam diyordu mu, peygamberimiz diyordu mu, en kendine de aleyhisselam tutmuş gereklik. Zekim, sallallahu aleyhi ve sellem deyişlik, ahzada. Dua getirdiler. Demek, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ismini zikir kılınca, salavat etmeden insanların burnu yerine çıkarsın. Ve üçüncü amin deyişinin sebebi şu oldu ki, Cebrail aleyhisselam, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e yetti ki, her ki bir kişi, Ramazan ayı günahı bozsaydı, günahlardan tozlanır, özüne cennet iler katarıya koşmaya geliyorsa, harb olsun, amin dediler, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, amin dediler. Buradalar, demek, şu an fayda geliştiği gibi, İslam'da yengi gün başlanır. Hazır Ramazan ayıda otururuz. Tuhafken de Ramazan var mıydı? İslam'da şu an fayda, ki yengi gündü, kirli gelineceğini bildirelim. Şimdi bu olabiliyor musunuz? Siz de Ramazan ayında oturuyorsunuz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den dua geçen, şu ayda tahva kılıp, şu ayda ibadet kılıp, eğer biz özümüzü, günahlardan tozlanır, cennet iler katarıya koşmaya geliyorsa, harboluruz, burnumuz yeri işgal eder. Allah ıslah olasın bunlara. Sonra, sözlü başı da tabiatlı misallerden başlayalım. İmam Damla'mız, Tarawih namazını birinci hareketinde, Bakara suresinde, birinci ayetlerde okudu. Bismillahirrahmanirrahim, Bu şimdi kitap ki, bu kitapta hiç şüphe bulamayan kitap. Takvadarlar için hidayet bulamayan kitap. Ama, peygamberler de kısalanı kör etmişti bu hataslarla, Allah'ı hamdlar bulsun. Ve, kulasanın şu oldu ki, eğer Allah hidayet kısa, Hak hakemler de sana hidayet kullanırken, Eğer hidayet kısaydı, haklanmasa, yirmi beş kez o düzeni körse, Bakara'yı, Allah'ta özümüz, közümüz bulan, körüne görünmüz şey, Sen'e iman kestirmeyiz, imansızlık duruşu olurken. Kur'an'da bazı ayetlerini okuturuz, bakara'ya geçiyoruz. Bala qadriyna ala an musawwiyya banana. Bu sırada, ölüp, çırılıp, çırılıp, çırılıp, çırılıp, O peygamberlerden keyin, kayıta tırıltıramız desek, İşenmeye sıra mıdır Allah'ın? Sırada tırıltılış etmez, fakat yine tırıltılı koşmaz. Var mı ağa ile de, şuradaki ezi ile de, müzik onunla onunla yapıp koyar mısınız? On dokuzuncu asrı, ikinci yarımda da, Kureymi'den, İskesan'a, Yuvacik'den kendilerine keyin, Argılandı, adamlar var mı ağa ile de, birbirlerine koşamazlar. Bunlara dikkat edin, ayrılın. Bunlara dikkat edin, ayrılın. Peygamber soruyorlar sana, okuştu, yazıştı, bilmeyen varsa, He, bu Allah'ın kitabı iken de gel, Kur'an'ı bulup muhabbet edin aşağıya. Şimdi değil mi? Sizin kalbinizi yuvşat, başlatın şu yaptığı Allah'tan korkudan. Yani bitti adam, git var ya, burada otur. İki ses bu, gel hadi. Kur'an'ı oku. Ortasında görünmeyen tozluklar aralaşmıyor. Garip oğlanın hakikatten bir dengesi yok oğlum, bunu görüp iman getir varım diyor. Çok düşmanlık bir tarzı yok adam yok mu derseniz, Onda temperaturasını kötü alınmıyor diye düşünmüyor diye. Bu kitap, herhangi bir kıl takdirdiğine yaptı. Evet de, Şu rızızanı adamlar görürse emin olurlar ki, Allah hidayet kıyanlara iman getirir. Bu kitaptan Allah'ın hediyesi kim üşeniyor kitabı ki, Şüphe yok bunun içinde. Ve takvadarlar için hidayet diyor. Bayatımız var ya, Tavizdi, taleplerini becerersiz, Darını sevmek için bunun gerçekten taleplerini becerersiz, yine darı kar kılacak. Allah'ın hediyesi de, Bu kitap, hemme yemen takvadarlara çırağlı yolunu kursatabilir. Kim Kur'an'dan doğru yolda uğrayana yaşayabilir? Kim Kur'an'dan çırağlı bir hayatını bir bezeyebilir? Muttakinler diyor. Demek ki, hemme o ayetleri okumaya çalışırsanız, Siz takdirden olmayacaksınız. Eğer o kişide, takvada yansıtılmaz. Bu ayetlerde, Kur'an-ı Kerim'de birinci, onun da kesilirken, Bakara suresinde birinci geliştirilir. Bakara suresindeki, birinci manasının 5'te, 6'ta o ayettir. Demek ki, birinci, onun da kesilirken, takım kılıyoruz. Bu kitap okusunca, Bu kitap okusunca, insanlar karar veriyor. Bu kitap okusunca, az katışını hala söyler. Bu kitap okusunca, az katışını hala söyler. Bu kitap okusunca, az katışını hala söyler. Allah Kur'an'da bana kadar gel. Allah Kur'an'da bana kadar gel. Şimdi bakınca azal var ki, Skor değildi. Kesk olan adamlar, özlerine Allah ve Resulü'den uğraştı, halal kılattı. Kesk olan adamlar, özlerine Allah ve Resulü'den uğraştı, halal kılattı. Müslüman adam, biledi ki, skorluk'e korkutan adam, bir etkilenen, o yenen, harboladı. Bu ana harboluş değil. İtkilenmeyeli, şimdi anlarsınlar. Kutlu şu ayette. Haramı yaptı, nerden yürüttü deyince. Falancı, fakıncı deyince, yegeme aldı deyince, yememe geldi. Ve kutuştan, içinden ümit ettiklerine özür diler. Allah ve Resulü'den uğraştı, özlerine halal kılattı deyince, Allah ve Resulü'den uğraştı, özlerine halal kılattı deyince, Kur'an tesir kılattı adam, bildi bu işleri. Başka adamlar, bu özür bileyen cehalet suçlu, hayat hanaketi yaptı. Allah harkalaman dedi mi, biz bunu istemiyoruz. Bu harbadan ötürü özür. Takvaderler için hidayet diyelim Allah'tan. Ben şimdi takvaderlerden kimliğe gireyim, yaklaşalım. İnşaAllah yirmi dakikada aşırı mesutlar yakalanır. Üçte sıfat egelerine alakalı mutlak inler diyelim. E ne diyelim, üstü su, ayağınızı sağ suyla yumuyorsunuz, çömlemiyorsunuz diyelim. Şu sıfatlarda becerdiğinizde, şu tarafta becerdiğinizde, doğru kör kılarsınız. Eğer Kur'an bize doğruyu, kör saçını halasıyla kılarsanız, bana şu üçte sıfatları şahsızlar. Üç değil yani, azı. Böylesine, namaz okusun, kıyım kılsın diyorlar. Yirmi yıldır bizden bakıyor adam bu muydu? Namaz okusun diyorlar. Fakat okusamaz, kıyım kılsın diyorlar. Okuşmuyorlar, kıyım kılınca farkı var. Namaz okuyorlar, sallıyorlar diyemez. Akıyım o diyorlar, kıyım kılıyorlar diyorlar. Namaz ne kadar kısasıyla yapar, şunu beceriyorlar. Kalbiylerle, ruhiylerle, cesediylerle okuyorlar diyorlar. Namaz okuyorlar diyorlar. Kıyım kılıyorlar diyorlar. Biz Allah'a hikmet ediyoruz diyorsunuz ki, haklarımız, müşkilelerimiz, problemlerimiz, yaşamalarımız, Allah'a hikmet ediyoruz diyorsunuz. Namaz okursan, namaz edersen, dünyadan çıkarsan diyorsun. Üçüncüsü, rızkını verirken nasırlarımızdan mınakırat adamlar geçer. Üçte sıfat kalıyor. Gayet pişen adam, namazda okuyor. Gayet pişen adam, namazda okuyor. Rızkını verirken nasırlarımızdan mınakırat adam geçer. Üçte sıfat. Birincisi, kaldıran adam. Gayet pişenmiş. İkincisi, cesed ve kaldıran adam. Çünkü cesedden bahsediyorum. Şu insan, kal, cesed, mola kendine. Şu üçte sıfat insanda kayın bolsa, şu üçte sıfat insanda mükemmel mücadelesi başlayan bolsa, canlı ajan bolsa, bu Kur'an'ı okurken, ona yol göç ederken. Nakarlılarda işte yaptık, hamamız bırkın tahsil edemeyen. İhtimal bırkın tahsil ederken durur muyuz? Benim yanımdaki oturan mısın? Başımızdan birisi okurken de, babaya gidelim, geçtikten sonra yürüyoruz. Demek ki hayatı akıramayıp, bu Kur'an'ı okurken, bana üçte sıfat bulmayı yapıyoruz. Kur'an ayetlerimizde, yol göç açığı için, birincisi, gayet pişenmiş. Gayet ne? Gayet, bu, insanda gözü kör müydü, göndersinler. İman dışı atlamak gerek. Billahi, ve meraketi, kütübühü, resulühü, ve liyami'l-ahir. Şer'i minallâhi teâlâ var mı? Yani yetişe şartı var. Şu yetişesiyle, mükemmel insan kalbi bırak, iman getir, o ajan bolsa, bunun adı imanlı imanlı değil. Karakteriyle. Şunun ayetlerimiz. Allah'a iman getirdik. Hiç kimde şaşırtma yok. Körüme gelmez nasıl inşa etmiştik, bu, insanlıydı bilgisayar. Birçok ömür süzünde yaşatıyorduk, atalar. Okuduğu için, mektepte, üçgeni kör sataviyeti yaptı. Üçgeni kör yapsınlar mı? Kör yapsınlar. Üçgen var, var. Taskeni kör yapsınlar mı? Tasken var, var. Meldi kör yapsınlar mı? Var. Bu ayetler, İslam'a geçen düşmanları buydu ki, Müslümanların ağzı yaşında sıvarka kıvarıp durup, imanlı olurken, ağa değiştirdikçe, hal verilmeden, özünü kımaya karıştırdıkça, aya kolunu dolaştırıp, burası yok oluyor. Üçünde, Allah-u Teala, bir insanlı, bir balıkenin kalbiye, şöyle söylemek istiyor ki, bu genişlikten, otururken de, balılar, üçgeni kör yapsınlar mı? Evet, üçgen var. Taskeni kör yapsınlar mı balılar? Tasken var. Meldi kör yapsınlar mı? Damlarını kör yapsınlar mı? Damlarını kör yapsınlar mı? Damlarının akılını kör yapsınlar mı? Yani, adli, sadde, mantıklı olan, bu düşüncenin vakti olduğuna sebeple bir yöntem. Hayvan o. İlke, köşede durduğunda, mışkınlığı, humre, hudarası, hiç düşünmüyordu. O, ne demek inşan adı? İngilizce sözü, taş dolması gibi yaparsanız, inşan adı. O, körgen meselesi inşan adı. İnsan da, hayvanla hacret alıyor meselesi. Aklı bilen, körgen meselesini yapıp, işe yanlışı gidemez. İki yüz yirmi metre uçuşunu mu açtırırsın? Korkarsın. Boğazı yiyen mümkün toplumda. Boğazı yiyen mümkün. Lakin, haklısın. Korkarsın. Közü görmeyen adam, işenmezken yolda olursa, başkası, halama paketi yedirdi mi, artık çıkıp koyar. Közü görmeyen, havada bağırırken, hava toplamayan da sıkılsın. Bu, en büyük zika şirketken mazlum. Allah inşandı, görmezsen. Haraçları inşandı, kıyamet günü inşandı, katatışı inşandı. İştahları inşandı, biz de nasıl yaşayalım? Yakışırız, yamanız. Şu evde asiyemiz buradadır. Hemen bize yapın. Sen, benim babam yanımda, balonumu oğula götürmezsiniz. Öteki çocuklar benim babam yanımda, lavaboyu sındırmazsınız. Lavaboyu sındırırsınız, şimdi sizin takdikleriniz varsa, garajınızda, namuslu çocuklar sındırıp koyarlar. Doğru mu? Manasız yoksa gülü köpürürsünüz, asiyeniz. Öteki var ya, Allah böyle yaptı. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. İman, namaz, ihsan. Kadar Allah'ın nazarı şahsız mesele. Allah, O'nun halı genelinden takdikleri yazıp koydu. Söylesinler sana ne oldu? Ne oldu? Eğer bana şu, imanda yetimini yetiştireceksinler, bitmesine zor, kalbimiz geçerli olsaydı, on katına geldim, kafesine neşeyimiz duruyor derler. İndirim mi dolayısıyla? Allah'a etkeni dolayısıyla. Buruna mı Allah'a etkeni koyacağım? Öbür mahalle benzin suyunu koyacağım, maşınayla yürümeyi koyacağım. Allah'a etkeni dolayısıyla. Yiğime beş soluk sen yürüyecektin mi? He? Atası ölüp basar, yetimler açlıktan ölüp kırılıp gitmeyecektin mi? Rızkı varken yaşayacaktın mı? Rıktan nereden yaşayacaktın? Atasını tükettiklerinden. O, bir yerini mi yetiştirecektin? Deme Allah'ın sözü, bir yer mi? Rızkı var. Üçüncüsü rızkı. Rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Üçüncüsü rızkı var. Mecliste olan derslerimiz var. Hassasen rızkı hususuda, bereket hususuda, hatırcanlık hususuda. Bunlarda bir bazer mevzu. Hazır başlayacaklarımız sebebi, köpeğe, köprü ağına faydalanacağım diyenlerde, Afet'in de sözü bu. İnşallah gülü çirali dersler. Yakışır iken, yamal iken Allah'tan. Allah'tan. Eğer şuna, emir inşan olsaydı bulardılar. Hatırcanlık diyenlerde yine bulardım. Hatırcanlık diyenlerde, yakışır iken, yamal iken Allah'tan, diyenler iken bulardım. Şimdi değil mi? Mevzu mevzudu yapırsa, on saat yapırsa bulardım. Lakin, bugün şu ilgimi özledik. İman diyenler, Allah'ka, pariştelerke, kitaplarke, peygamberlerke, kıyamet günüke, yaşlıya memur olduklarına, hayta, sedef iken. Şu, yedde şartta, her hafta zor iman kitabı olacaksa, o zaman hayat zor olmalı. Yed, kır rengi görünür hayatta. Peki, kör olmayabilir miyiz? İkincisi, namazını kayın kısa diye Allah'tan alalım. Bir saat inşan olduk, zor olduk. İkincisi, namazını kayın kısa dedim. Ali racı Allah'ın hükümeti buradadır. Bir hafta, ayağına elini saydım. Ütüketken bulardım. Tatsa, baksiyatı ağrıyordu. Suğurmazdan ilacı yok. Ne bakılış gereği? Namaz götürgeninde suğur var diyorlardı. Karim, Rasulallah diyor, namaz ahiretten diyordu. Namaz geçirsin, dünyada ne bakılırsa? Saharetini kıldı, Allah'ın hükmetine kalktı. Dünyadan üzüldü. Ceketten ruh adına çıkıp geçti derlerdi. Ayağından suğuruşü aldı. Dün vardı namazda. Salam böyle yoktu. Şuradan gitti. Ağrı, özü yetiyordu. Ne yapabilir miyiz? Özünün önü düştüğü için, hıçkırmasını için, cesedini ağrıyordu. Namazı namazı, bana şunu namaz mı geldi? Namaz ahiretten diyordu. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Namazda okumayı yaptınız. Allah töre burasıda türemeni, hem de korkmayı derken. Güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm g güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm güm g tü'minûne billâhi ve tücehidûne fî sebîlillâhi bi-envâlikum lâ nfûsikum zâlikum sayrul lakûminkum fî teâlemûne alenlerdirilce cehennemde azabıdan, kutkaradıyar tıcaratı örgeteğime deydim, Allah'ın iman kıyafetleresiler, muaniler ve canilerden Allah'ın yoluna cihad kılasılardır. Muamir nerede oldu? Buraya geldi. Demek ki yine geldi. Kim İlifoğlu'yu sağ kıladı? Fakat Muamir. Akmalı borçluyken, eğer Muamir bu meseleyi sağ kılarken kılsa. Çünkü Muamir'i sağ kılarken de Allah'ı da Allah'ı da alamayabilir. Onun için niye sağ kıladı? Çünkü sağdayar o. Şimdi, umuman var, dünyasını Allah'tan sağ büyütülmek için şirkette ki adam, Akmalı'yı da aydınladı. Sadakanı, zekatı, hayır yasadı fakat Muamir'in kıladı. Çünkü anı nişanını da kayıt ya, Allah'ı da Allah'ın aydınlığına kıladı, topadı. Demek, kıskançlık olasılıkla kıladıyan bursa, bu Kur'an, Allah'ın kitabı. Siz, bana şu üçte sıfat diye yazdığımı görüyorsunuz ya, kalbimize bana şu üçte sıfat, müstahken tamiratı olmayı görüyorsunuz ya, bu kitap bize, biz halayen çelik yolda kürsat var mıydı? Közünü açma gününden, dünyada kör olmayı ya da burada da, kalbimizi közünü açma günümüzce, hızda, hayır nişanı sıfatı bulmayı görünce, namazını kayınkırık sıfatı bulmayı görünce, ve infa-ı ihsan sıfatı bulmayı görünce, hız, önce ortalığı hafif sallanmalı. Devam edeceğim. Önce, öşeniriz ya, bana şu üçte sıfatı boğarlar ya, üçte sıfatı boğar, şunlar ya Allah'ı mutlak indirdi, mutlak indirdi bu kitabı körsatladı, şunlar ya, fakat şunlar doğru yolda diyor. Dünyada hem ne mekastır, ne ticaret kılışıyla katliyorlar, özünü kırarken şimdi ne yapabilirler? Doğrudur bu kadar. Çizildi, bende çizdiğinde, bende çizdiğimde doğru bir yaptı, bende çizdiğimde doğru bir yaptı, bende çizdiğimde doğru bir yaptı. Burada da doğru çizgi bitti bu kadar, bitti bu kadar. Öylesine görüyorsunuz. Hem beni tuttuğun işi doğru bu olursa, kimi kimden doğru olur? Burada yegane doğru yol, Allah'ta Allah'ın yolu. Anaşık öşeler, paravazı yollar tamamdır, hidayetlisi yürüştü, anaşık öşeler yine fakat ne kıladı? Necat kapalı değildi. Allah'ta Allah, anaşık necat kapalı, doğru yolda bulunan, infak-ı islam kılan, namaz-ı hain kılan, ayet-i şer'in kılan, mutlak kılan, ve onların ki kitabı körsat eden, bende neden kılacağımı soruyorum. Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.