Details
Nothing to say, yet
Big christmas sale
Premium Access 35% OFF
Nothing to say, yet
The speaker discusses a recent incident in Turkey where a cafe owner in Diyarbakır was arrested and given a travel ban for only providing service in Kurdish. The speaker argues that this goes against the Turkish constitution, which states that Turkish is the official language of the country. They believe that it is important for people to be able to communicate in the same language in public services such as hospitals and schools. The speaker also mentions that they support the punishment given to the cafe owner and asks for viewers' opinions on the matter. They conclude by asking for subscriptions and likes, and wishing everyone well. Bazı zamanda deselerdi ki Türkiye bir metrik, tüm dünya olmazsa Türkiye bir metrik ve sonra da kopsa olarak bozulur ve bu yüzden tamamen böyle manc olayları sunuyor. Deseler, lan bi siktir git ne diyosun amına koyim dedişi ya derdim geçerdim. Lakin sonunda bakıyorum, hakikaten amına koyim ya kesin bir simülasyon içerisinde yani buraya saçma bir olay yaslanması mümkün değil diyorum. Ve bu olaya dair bir kanıtım daha var arkadaşlar o yüzden direkt konuya geçelim. Yakın dönemde Diyarbakır'da Türkiye'yi yasaklayan ve Kürristan propagandası yapan bir kafenin sahibi şöyle bir açıklama yaptı arkadaşlar. Tüm hizmetler Kürtçe yapılıyor, farklı dillerde konsantre yansıtmıyoruz, Kürtçe bilmeyenler de öğrenecek Türkçe konsantre hizmet vermiyoruz. Bu olayların ardından ise Diyarbakır'da hissettiği kafede sadece Kürtçe hizmet veren dükkan sahibi gözaltına alındı ve yurt dışına çıkma yasağı getirilerek en hapsi cezası verildi. Şimdi burada bazı herepli ya da tipli ya da yeşil solcu ya da atenne ismi iken iki günde bir isim değiştiriyor adamlar partilerini kapattırmamak için. Şöyle bir açıklama yapacaktır. Ulan ne var kardeşim ya adam kendi dilini kullanmak istiyor sadece siz faşistlikle ne alakasınız ya hepiniz faşistsiniz zaten ancak böyle olur zaten. Diye böyle zırvalayacak bazı geri zekalılar vardır. Yani olduğuna inanmıyorum yani benim takipçiler daha fazla mantığını kullanan insanlar bu insanlara bozaran. Hatta hadi var diyeyim bir iki tane çürük vardır belki. Şöyle bir açıklama yapmak istiyorum kardeşim. Eğer ki şimdi bu olayın tam tersini yasandığım için bir dükkan sahibi dese ki ben sadece Türkçe çalışanlara ve Türkçe müşterilere hizmet vereceğim. Eğer Türkçe bilmiyorsan buraya giremezsin dese sen büyük ihtimalle ağzını açtığın kadar bağırırsın. Lan faşist Türk sen ne alaka sen niye insanların diline müdahale ediyorsun. İster mişteri gibi yapar. Ulan burası zaten Türkiye olabilir lakin sen niye insanların diline müdahale ediyorsun faşist Türk. Diyebilirsin ya bu konuda kendine çelişmiyor musun benim minik neon adı pürdistancı kardeşim. Sen git en iyisi sütünü iç gerçekleşmeyecek hayallerin peşinden de bırak. Bu arada bu yapılanlar tahminimden daha geç yaşandı arkadaşlar. Kendi kişinin en hafif cezası verilmesi konusunda. Lakin büyük ihtimalle kendisi yakın dönemde tek aran savunur. Özellikle artık kendisinin HEDEP gibi bir desteği varken ki ben kendisinin yakın dönemde HEDEP'ten ya da TİP'ten 1. bölge diğer batı milletvekili aday olacağına inanıyorum. Varsanız ne alaka diyebilir. Tabi demeyeceksiniz de ben gerçi öyleyim. Bu kafalık insanlar HEDEP çok sever ya da yeşil sol ya da ne deniyorsa artık. Özellikle böyle tam Kürdistanlı TİP'leri çok severler. Lakin arkadaşlar burada konuya geçmek istiyorum konuyu gereğinden fazla uzatmayalım. İkisi sadece Kürtçe hizmet verebilir mi? Hizmetçileriniz sadece Kürtçe mi konuşmalar söyleyebilir mi? Şimdi burada ilk olarak Türkiye Anayasası'nı incelememiz lazım. Türkiye Anayasası nedir arkadaşlar? Türkiye'nin resmi değil Türkçe'dir. Türkçeden başka bir dil yoktur. Şimdi arkadaşlar bu anayasanın özelliği sudur. Yani kendi aranında istediğin gibi konuşabilirsin. Lakin özellikle halk harçlık alanlarda, istetmelerde ve diğer bölgelerde, okul hastane gibi bölgelerde Türkçe konuşmak zorundasın. Bu oldukça mantıklı bir davranış arkadaşlar. Zaten tüm dünyada uygulanılan bir şey bu. Şöyle düşünün yani. Bir hastaneye gidiyorsunuz. Lakin hastanelerdeki mesela diyelim Çekçe konuşuyor. Siz de Slovence konuşuyorsunuz. Birbirinizi anlamıyorsunuz. Lakin devlet diyor ki bundan sonra sadece Slovence konuşacak. İki tarafta Slovence'yi bilmek zorunda kalıyor. Bu sayede iki tarafta birbirini anlayıp birbirine yarar dokunabiliyor. Bu sadece hastaneler bakımından düşünmeyin. Bu tüm ülke için geçerli bir şeydir. Bu yüzden bunu savunurum yani. Sizin görüşlerinizi bilmiyorum. Görüşlerinizi yorumlara yazarsanız sevinirim. Bazılarınız federasyon gözetik gibi mağdurca konuları el aldığından dolayı bunları kabullenmese de ben bunu savunurum arkadaşlar. Peki şimdi bu adamın ev cezasından daha fazlası verilmesi mi lazım yoksa yerinden fazla mı bile ceza verilmiş? Bunu yorumlara yazarsanız sevinirim. Bu konuyu daha fazla uzatamayacağım için şimdilik diyebileceklerim bu kadar. Abone olup like atarsanız sevinirim. Kendinize iyi bakın. Sağlıcakla kalın.