Home Page
cover of Ajans departmanlarını masaya yatırdık
Ajans departmanlarını masaya yatırdık

Ajans departmanlarını masaya yatırdık

41c

0 followers

00:00-21:07

Nothing to say, yet

Podcastspeechfemale speechwoman speakingnarrationmonologue

Audio hosting, extended storage and much more

AI Mastering

Transcription

Evet arkadaşlar, merhaba. Bugün Mayıs'ın 17'sindeyiz, Cuma günü. Sizlere ajant içindeki departmanlardan bahsetmek istiyoruz. Ben, Mert Fırat, Melike Güvenç, Müşir Hater ile Burçin Aksaç ile birlikte. Sırayla mı gidelim? Fark etmiyor, başlayabilirsin. Kaç tane departman oluyor? Birkaç tane departman var. Ekant ile başlayayım. Ekant işte en başı böyle tüm ekipleri yöneten bir departman. Ve aslında tüm iç iletişim ve marka ile olan iletişimden sorumlu ekiplerden oluşan insanlar. Daha sonrasında strateji departmanı geliyor. Bence biraz markadan bahsedelim. Sen deneyimlediğin için daha böyle tecrüben varsa. Marka ile iletişimden mi? Evet. Çok zor ama bugün eğer ki Z-Zırh bir etkinliğimize gelenler varsa bilirler ki çok güzel departmanlar hakkında konuştuk zaten. Ama özet geçmem gerekirse, ekant bence çok zor. Bence ekant için doğan insanlar var. Ben bence ekantlığa geçiş çok zortingen. Geçemeyenler. Geçemeyenler zortingen diye fikrimce o şekilde yönetiyorum. Çünkü marka seni cumartesi, pazar bile saat 8.30'da arayıp bizim bu iş ne oldu, revizeler ne zaman, neden yetişmiyor gibi sorularla darlıyor. Yani sen o sırada uyuyor oluyorsun. Normalde evde annen senin 8.30'da uyanılırsa kıyamet koparırsın. Hem de kıyamet koparırsın. Ama o sırada telefonu böyle, efendim Banu Hanım hemen hemen izleniyordu. Şu an bence sizi arayacaksınız. Zaten açmak zorunda kalıyorsunuz. Bence yani psikolojiyi yoran bir şey. En azından benim için. Daha sonrasında stratejiye geçmek istiyorum. Ekant'ta artık başka zortini öğrenmesi gerek. Strateji, ben yani strateji için ölürüm biterim 41c olarak. Stratejide de sürekli gerçekten trendlere, diğer markaların iletişimlerine ve dünyadaki olan en ufacık bir hareketliliği takip edip oradan kendi markalarınızı nasıl çevirebileceğinizi düşünüp kafa yordunuz bir alan. Araştırma yapmayı seven insanlar bence stratejiye yönelebilir. Bu kadar strateji hakkında yorumlarım. Bu arada Müşteriler çok iyi bir stratejisttir. Okul projeleri olur. Stajerken yaptıkları olur. Şimdi Müşteriler'in Gül Kaberi tamamen kadro yanında yani. Çok başarılı bir kadın geliyor yolda. Şimdi ben biraz kendimden bahsedeyim. Ben metin yazarlığı stajerliği yaptım. Çok seviyorum. Evet geldiğimde o mesleği yapmayı düşünüyorum. Ama ilk başlattığımda art vardı. Artlar üstüne çok hala yapıyorum. Fidans olarak evden çalışıyorum. Tasarımlar olsun, ufak tefek logolar olsun, renkler olsun. İlgili alanım gerçekten güzel bir meslek. Ama sert sıkıntısı darlama, sürekli başka birinin estetiğine uymaya çalışma, beğendilmeme, 15 kere vize alma yıpratıcı süreçler. Güzel ajanslarda çalışırsak tabii ki bunlar azalıyor, çarpılıyor ama tamamen mutlu bir art yoktur diye düşünüyorum. Peki tamam bir şey sorabilir miyim? Bir şey çok zor değil mi? Bir insanın estetiğine uymak dedin ya, onun estetiğine uyarken o tasarımın güzelliğine de harcamamaya çalışıyorsun. O tasarımın güzel kalsın istiyorsun. Ama estetik, o kişinin estetiği onu bozuyor. Evet. O kadar inanıyor ki bunun çok güzel olduğuna ama o kadar benimki kötü olduğu. Bir şey dediğin oldu mu? Ya aman, bozulsun. Aynen öyle. En son açtığım kafaydı. Aynen öyle. Bunu istiyorsanız bu olsun. Bende bu var. Size veriyorum. Ama iğreniyordum yaptığım yerlerde. Bir iş güvenliği firmasında çalışıyordum. Hem de tasarımları o kadar reziller ki, yeniliğe kapılırlar. Bende onu örgün yapıyordum. Yani karşılıklı da açıklamış ama artık da belli bir kafaya vardığınızda artık zaten markalar sizin kafanıza göre tasarım. Sizden tavsiye oluyor. Sizin fikriniz etkili oluyor. Bu bir süreç diye yorumluyorum. İstekleri sürekli yerine geçirmek. Artık yetirmemeliyiz. Kendi fikrimizi, estetiğimizi ikna etmeliyiz. Avucumuzu koymalıyız. Evet, Mert Fransız'a geliyorum. Evet, şimdi ben kendimden bahsediyorum. Ama ben kendimden bahsetmemiştim. Ama ne diye kadar ben bahsetmiştim. Ben bu yazın başında, ortalarında muhabbet reklam ajansında metin yazarlığı stajına başladım. 78 aylık bir süreç oldu. Ve memnunum da şu an. Metin yazarlığından memnunum. Ama temeli, metin yazarlığı temeli şuna dayanıyor. Fikir bulacaksın. Saçmalayabilirsin. İkisini bağdaştırabilirsin. Bir şekilde. Bunu yapmalısın. E tabi günlük işler de var. Ah bu günlük işler. Yani mail linkler. Ne bileyim. Yok şuraya duyuru. Yok buraya sosyal medya. İçi. İşi. İçeriği. Pardon. Metin yazarlığı. Evet. Ondan sonra. Yani böyle. Metin yani. Fikir bulunca bir insan güzel bir fikir bulup ortaya koyduğunuz zaman, takdir edildiğiniz zaman çok güzel oluyor. Ama tabi Burçin'de dediği gibi. Sen asıyorum fikir A diye koyuyorsun. Biri orasından çekiyor. Biri burasından çekiyor. Biri şöyle çekiyor. Koyduğun işi, ortaya koyduğun işi tanıyamaz hale geliyorsun. Bu da bu işin bir cilvesi diyelim. Peki Mert Fırat. Evet. Sizi çok zorlayan, günlerce düşünüren bir konu var mıydı? Asla istedikleri fikri çıkartamıyorum. Var. Ne yapacağım dedin. Çok yakın zamanda. 2-3 gündür. A.G.T. Bir parke markası. Parke markası. Ah o marka var ya o marka. Ben de sana o marka var ya. Ah o marka. Ben. Ben de sana şunu biliyorum. Ben o markanın sıkıcılığından öldüm, öldüm, öldüm. Ne istediler senden yapımı? Abla bunlar bir şey istiyorlar. Filifte anlamadım. Nasıl filifte anlamadın? Abla filif çok karışıktı yani. Ben en sonunda stajinin olduğu şey, yani stajinin olduğum için kaçtım. Yapmadım. Onlar istiyorlar. A.G.T. değil de onun gibi markalar anladığım kadarıyla şey kasetindeler. Bizim işte 5 liramız var. 15 liralık iş yap bize. Aynen hem 15 liralık iş yap hem işte bize aylıktan 100 bin dolar kazandır. Süpermen zannediyorlar. Süpermen zannediyorlar. Evet evet. Bizi yoktan maharet. Bir şey için kazandır vesaire kasetindeler. O yüzden bence kreatif ekip çok fazla sıkışıyor. Hani yapamıyor. Bundan bir şey çıkartamıyorum. Ya da olmuyor çıkartamayacağım diye kendisi içine dönüp eleştiriyor bence. Mesela bu konuda esneklik. Yani Spotify'ı o kadar çok seviyorum ki. Bir marka olsam Spotify olurdum. Çok esnekler. Çok hoşuma gidiyor. Yani sunduğum fikri şeyden korkmuyorsun. Ya böyle fikir sunsam seker mi geriye diye korkmuyorsun. Çünkü gerçekten çok rahatlar. Sonraktan filmlerinde de böyle bir garip bir şey yapmışlar. Yapmışlar ama değil. Yapmadık asla. Neyse ben çok beğendim yani yapılanını. Evet Melike'ciğim. Ben metin yazarı tarafında olmak istiyorum. Çünkü böyle geçmişten beri küçük yaşlarımdan beri hep böyle her şeyi merak eden. İşte merak ettiğim şeylerin üstüne kafamda bir şeyler yoran bir tiptim. Bunu da bu sektörde hani departmanda değerlendirebileceğimi düşündüğüm zaman metin yazarı tarafı bana daha mantıklı geldi. Ama hani çalıştığım süreçte o şekillenebilir. Hani belki bir yerlerin mutlu olmasın veya o seni tatmin etmez. Çünkü sektör içerisinde çok fazla hani baskılama durumu var ya. İşte Mert'in söylediği gibi fikir çıkmaması, işte tıkanmak. Hani böyle şeyler yaşadığım zaman geçebileceğim alternatif şeyler de kafamda düşünüyorum. İşte marka tarafı olabilir. Yani daha iş hayatını şekillenebilir. Geçemeyeceğim şey bence sosyal medya araştırma. Ben Melike'nin en iyi nedeni sosyal medyacı oluyorum. Düşünüyorum bu elbet patlayacak. Ama işte şöyle bir şey oluyor bence. Sen işte metin yazarı, evet metin yazıyor. Ama işte kendini ona uygun görüyorsun. Sonra böyle toplantılara falan girip çıktığında aslında fark ediyorsun ki İçerik, real fikri çıkıyor mesela kendinden sürekli. Ya da işte görsel çıkarış yapar. O zaman diyorsun ki yani ben sanırım sosyal medyaya geçsem benim için daha iyi olur. Ya da araştırma yapmayı seviyorsun. O zaman diyorsun ki evet ben metin tarafında iyiyim. Belki bunu da seviyorum. Severek de tercih ettim. Ama stratejiye kayabilirim. Neden olmasın. Benim bu konuda bir ihtiyacım var. Söyleyeceğim size. Bence üç tane, dört tane de patlamaz. Üç tane de değiştirdiğim için. Olabiliyor yani. Ama en iyisi de bu bence. Bence de. Kendini görebildiğin. Aynen öyle. Tamam strateji olmasaydı hangisini seçerdin? Yok. Strategiye hiç devam etmedin. Tamam. Eğer ki stratejiye tutunamasaydım ya da bir ajans bulamasaydım. Onlar bende o işi görmeselerdi. Büyük ihtimalle metin tarafına yönelirdim. Ama metin tarafında da bir ajansa çalışmazdım. Direkt gidip bir markanın metin yazarı olmayı tercih ederdim. Çünkü metin yazarlığı stratejiden çok daha zor. Her metnikten çok zor. Çünkü biz mesela günde maksimum iki tane markaya strateji yazıyoruz. O da eğer ki bir tanesi daha kapsamsızsa. Ama metin yazarlarına baktığında onların hep daha öncelikleri var. Ben diyorum ki çok özür dilerim. Diyorum ki işte Burçin sen Spotify'a bas. Ondan sonra ama bunu hemen yap. Bir saat içinde yap. Çünkü işte diğer markanın Apple var. Apple'da şunu şunu istiyor. Bir saat içinde yapman gereken şey fikir bulmak. İkisinin kategorisi farklı ya. Ve sen daha birine odaklanmışken ondan çıkamayıp. Zamanla yarışıyorsun. Evet zamanla yarışıp başka bir kategoriye geçiyorsun. Ve onu algılamaya çalışıyorsun. Bence bu hızlılık çok içim zekalığa düşer. Peki sadece şimdi bu soru. Sormak istemiyorum. Bunu bildiğim için de en büyük şikayetim bu. Metin yazarı atıyorum. Bu kadar dediğin gibi çok karmaşanın içinde o markadan o markaya koşarken. Bir de tınt bir bildirim. Bir bildirim geldi. Ne o sosyal medya çekilmiş. Yok şu 9 Mart dünya çevreye gitti. Burada bir şey yapabilir miyim? Yani ben bundan da çok sıkıldım. Ama işte yine gelseydiniz etkinliğinize. Son oturumumuzda Buse Aktaş vardı. Hava İstanbul'dan. Demişti ki mesela Buse. Demişti ki sonuçta sosyal medya farklı. Onun artı farklı. Hepsini senden istiyorsa oradan kaç. Evet buna çok inanıyordum. Çünkü bir önceki staj yaptığım ajantlarda şu oluyordu. Senden ekstra iş. Senin işin olmadığı halde sana yüklenmeye çalışan. Ve ki işte onu iyi yaptığın için değil. Kimseyi bulamadıkları için sana yaptırılmaya çalışan işler vardı. Ve hiç bilmediğin için sen onları yapmaya çalışıyorsun. Ama başka bir yere gittiğinde daha düzgün çalıştığında görüyorsun ki. Görüyorsun ki asla. Unuttum. Burada bir karma sıkıntılar oldu. Beni bir soruya almamışlar. Orada bir canım sıkıldı. Görüyorsun ki oradan kaçman gerekiyor. Bu kadar. Ben de yakınım. Söyledi. Yansın bu dünya. Evet. Devam. Devam. Bir kriz yaşadık. Sadeyim zaten. Ekşi uzundu da. İçindeyim şu anda. Ama Büşra'm kriz yöntemini çok iyi yönetti. Evet istediğini aldı. İstediğini aldı. Evet. Peki asla olamayacağınız departman sizce hangisi? Art. Benim de art galiba. Müştem olurum art olamam. Benim müştem. Ben de müştem. Şu an. Ben art olamam. Ben bak art olurum. Çünkü artta şey var ya yani. Bir ekibin var. Binebilen araçlar var. Hani kullanabileceğin bir tool var. Bir şeyler var. Evet müştem de ana da üryan. Ben de kelimelerim var. Evet. Sanki bir Allah'ın bir kendin. Bir de evde köpeğin var. Bir de Burçin gibi iki tane kedisi olabilir. Yani. Olamazdım. Denedim. Ama sürdürülebilir değil. Çevreye zarar yok. Sen? Sen art mı? Hayır canım. Art. Art. Art. Art olamam. Art olamaz. Ama şey müştemin de şeyini olamam. Çok darlıyor ya. Çok yüzsüzler gibi. Ama öyle ya biraz. Kendileri de söylüyor zaten. Bu mesleği yapmak için yüzsüz olman lazım. Darlaman lazım. İstemen lazım. Çünkü orada çift taraflı bir baskı var aslında. Evet. Hem marka tarafından. Hem de ekipten. Hani yapamam edemem. Marka da o sırada seni darlayınca ne yapacaksın? Yani düşünsene. Bugün gittim şu Burçin'i darladım. Diğer gün iki saat sonra gittim Müşra'yı darladım. On dakika sonra Beliki'yi darladım. Yapılmaktan çekilecek şey değil. Bilmiyorum. O yüzden müştem de olmak zor. O da ayrı mesele. Evet Melike. Sen biraz kendi fiillerin sosyal medya işinden bahsettin. Neler yapıyorsun mesela? Markaların sosyal medya hesaplarını planlama içerik paylaşımını yapıyorum. Aa. Yani. Ne gibi mesela? Mesela hangi seri kullanıyorsun? Ne yapıyorsun? Metin yazıyor musun? Kevşin yazıyor musun? Kevşin kullanırken eski gönderileri dönüp bakıyor musun? Evet tabii ki de markanın sosyal medyasında kendi aslında bir persona oluşturuyor yani. O personaya uygun bir stilde çalışıyoruz. Yani şöyle söyleyeyim. Atıyorum ben şimdi bir tane güzellik merkezinin sosyal medya hesabını yönetiyorum. Yönettiğimde o güzellik merkezi benim için bir karakter ve o insanı sürekli sürdürülebilir bir şekilde devam ettiriyorum. İşte belirli günlerde planlar yapıyoruz ve o planlara göre çalışıyoruz. Özel günler, yapacağı kampanyalar bunlar önceden planlanmış oluyor ve ona göre paylaşımlar yapıyoruz. Tek söyleyebileceğim şey paylaşımlarda dikkat ettiğim şey bir kullanıcı olarak baktığım zaman da aynı dilde olması. Paylaşımların benim hoşuma gidiyor. O düzenli, bence sayfayı dinamik tutan şeylerden biri. Kendi yaptığım işlerde de mesela öncesinde benden önce başka bir sosyal medyacıyla çalıştıysa onun diline biraz da ayak uydurarak, onu zamanla evrimleştirerek paylaşım yapmaya dikkat ediyorum. Bir anda sayfa kesilmesin diye. Bütünlük şu an. Evet. Bunlar dikkat ettiğim şeyler. Peki şey var mı, keşke ben yönetsem dediğiniz marka? Her şeyde. Hayır her şeyde. Ben Apple ya, ben Apple'ı çok seviyorum. Çok hoşuma gidiyor. Peki son reklamı, hoşuna gitti mi? İzledin mi son reklamını? Şu şey değil mi, izlediğimiz etkinlikler? Evet. Anlat, biraz da bilsinler. iPad Pro muydu? Evet, iPad Pro'nun reklamı. Çalıntı olan, 2008'te. Yaratıcı bir marka olduğunu düşünüyorum. Fakat orada, neydi o konuğumuzun adı? Beste Hanım. Beste Hanım'ın, Beste Atatürk Hanım'ın izlettiği reklamda o dediği gibi yaratıcılığı gerçekten böyle baskılayarak, kırarak, dökerek bir iPad Pro'yu göstermek bana saçma geldi. Ama ben Apple'da çalışmak isterdim yani. Ama Apple zaten bildiğim kadarıyla kendi reklamını kendi yapıyor. Yani Apple'ı, tamam Apple'ın hiçbir üyesi yok. Apple'a dönüşmek isterdim. Apple'a dönüşmek istiyordum. Mertcan. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Mertcan yazarı. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet.

Listen Next

Other Creators