İnsan Nesline Karşı Gizli Operasyonlar Nüfus Azaltma Tahminleri konusunda uzmanlaşmış kuruluşlar, CIA, Pentagon, Rokkeferler Vakfı, Gates Vakfı ve Dünya Sağlık Örgütü gibi önemli küresel siyasi figürlerle ilişkilendirilmektedir. Bu makalemizde onlardan birini daha yakından tanımaya çalışacağız. Makalemize konu olan DİGEL, Askeri Veriler ve Nüfus Tahminleri konusunda uzmanlaşmış bir çevrimiçi kuruluştur ve CIA, Pentagon, Rokkeferler Vakfı, Gates Vakfı ve Dünya Sağlık Örgütü gibi önemli küresel siyasi figürlerle ilişkilendirilmektedir. Dünyanın dört bir yanından toplanan veriler, dergin 2025 yılı için dünya nüfusunda büyük bir düşüş öngördüğünü ve bu tahminlerin COVID-19 aşısının ölümcül etkileriyle bağlantılı olabileceğini gösteriyor.
Ayrıca, gizliliği kaldırılan belgeler, DIGEL'in eski CIA direktörü Stansfield Turner ile ilişkilerini ve dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri Askeri Sanayi Kompleksi ile bağlantılı olabileceğini ortaya koyuyor. DIGEL'in 2025 için karamsar nüfus azalma senaryoları, dünya genelindeki ölüm istatistikleriyle yan yana geldiğinde insanın tüylerini diken diken ediyor. Senaryoya göre, İngiltere'den Avustralya'ya kadar birçok ülke nüfusta büyük kayıplar yaşayacak. Pandemi dönemindeki gerçek veriler de bu karanlık tahminleri destekler nitelikte. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı'nın, virüs sahneye çıkmadan 3 ay önce Ukrayna'da COVID-19 araştırması için imzaları atmış olması, DIGEL ile CIA ve Rokkeferler Vakfı'nın arasındaki gizemli bağları akıllara getiriyor.
Ortaya atılan iddialar ise, Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri gücünün, Ukrayna'yı Rusya'ya karşı dergeli bir piyon olarak kullanıp kullanmadığına dair kafalarda doğru işaretleri yaratıyor. Dr. DIGEL'in Rokkeferler Vakfı, CIA ve Savunma Bakanlığı ile olan ilişkileri, global sağlık politikaları ve Dünya Sağlık Örgütü'nün, bu kuruluşundaki karmaşık rolleri nedeniyle tartışmalara yol açmıştır. Vakfın nüfus kontrolü ve yügenik programlarla olan tarihi ilişkisi, demografik manipülasyon suçlamalarını da beraberinde getirmiştir. Bazı kişiler, bu tür faaliyetlerin vakfın radikal amaçlarını gösterdiğine inanmaktadır. Vakıf bugün halk sağlığı, eğitim ve sanat gibi alanlara odaklanmış olsa da, geçmişteki faaliyetlerinin gölgesi hala üzerinde durmaktadır.
DIGEL'in apokaliptik nüfus tahminleri ve yüksek profilli isimlerle olan bağlantıları, herkesin gözünü üzerine çevirmesine sebep olmuş gibi görünüyor. Resmi raporlar, COVID-19 aşılarının geniş çapta uygulanmasının ardından beklenmeyen bir ölüm dalgası getirdiğini işaret ediyor. 2021 ve 2022'de Avrupa'da 779.853, Avustralya'da 2021'de 11.068 ve 2022'nin 38. haftasına dek 22.730. Ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ise, 2021'de 674.954 ve 2022'nin 49. haftasında 434.520 fazla ölüm kaydedildi. Pandemi öncesi, bu rakamlar çok daha mütevazıydı. Bu istatistikler, aşıların güvenliği ve resmi açıklamaların doğruluğu hakkında dünya genelinde ciddi endişeler uyandırmış durumda.
Merani aşıların etkileriyle başı dertte olan İngiltere hükümeti, mereni aşılarının, beş göz ülkelerinde ve Avrupa'da ölüm oranlarını arttırabileceğine dair veriler yayınladı. İngiltere'de aşılama durumuna göre ölümler, 1 Ocak 2021, 31 Mayıs 2022 raporuna göre, 40-49 yaş arasındakilerde, en az bir doz COVID-19 aşısı olanların, hiç aşı olmayanlara kıyasla daha yüksek ölüm oranlarına sahip olduğu belirtilmiştir. Şubat ayında, aşılanmış kişiler arasında, aşılanmamışlara göre ölüm oranları en yüksek seviyeye ulaşmıştır. 2 doz aşı olan 40-49 yaş grubundakilerin ölüm riski, aşılanmamışlara göre, %61 artarken, Mayıs 2022 itibariyle 3 doz aşı olanların ölüm riski %40 artmıştır.
Aşılanmışların ölüm oranı 100.000 kişi başına 81,8 iken, aşılanmamışlarda bu oran 58,4'tür. Deagel'in nüfus azalma tahminleri, CIA, Savunma Bakanlığı ve Rokkeferler Vakfı gibi önemli kuruluşları içeren karmaşık ve çok boyutlu bir konudur. Bu kurumların birbiriyle olan insanları adeta itiraf etmeye yönelik operasyonel ilişkileri ve Deagel'in tahminleriyle bağlantıları, geleceğimizi nasıl şekillendirebileceklerinin ilk dair ipuçları sunmaktadır. Tabii ki anlayabilenlere. Makalemize son verirken şunu da asla unutmamalıyız. Makalemizde anlatılmak istenen insanlık aleyhine olacak tüm girişimleri organize eden küresel elit şeytanların yenilmez oldukları yönünde algı oluşturmak asla değildir.
Aksine insanların uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya gelip çalıştığı müddetçe insan nesline düşman büyük şeytanın, küresel işbirlikçi küçük şeytanların ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin planlarının zayıf olduğunu ve kötülükleriyle beraber kolaylıkla da bertaraf edilebileceğini göstermektir. Bunun başlangıcı da insanları uyarmaktan ve uyandırmaktan geçer. Küresel elit şeytanlar, insanları kendilerine hizmet edecek köleler haline getirmek amacıyla uygulamaya koymaya çalıştığı küresel totaliter tek yönetişim sistemi olan büyük sıfırlama, grid reset, hedefini gerçekleştirmek için hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel büyük sıfırlama planının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler. hulste.com. Halk ve uyar, kötülüğe de dur de!