fatih ses kaydı

20. Mektup 10. Kelimesine Zeyd. Şemsi ezelinin tecellisine, masariyetle, kavaini hikmetlerine ve vesair-i ilmiyesine ve nevamisi kudretine itibar feda eder. O vakit, havl ile kuvvet-i ilahiyet ile her şeyi görür, bir gözü ve her yere bakar, bir yüzü ve her işe geçer. Bir sözü hükümünde biz cilve-i rabbaniye mazhar oluruz. Eğer o intisap kesilse, o şey bütün eşyadan dahi inkta eder. O halde bir uluhiyeti mutlaka sahibi olmalı ve evvelki vaziyette gördüğü işleri görebilsin. Elhasıl, vahdet ve iman yolunda vücut derecesinde bir suhu ve suudet var. Çünkü bir vahit külfetsiz olarak kesir eşyaya bir vaziyet verir ve bir neticeyi ihtisal eder. Eğer o vaziyeti almalı ve o neticeyi ihtisal etmeyi, o eşyayı kesiyle yerhavale edilse, o vakit pek çok külfette ve pek çok halka hareketle ancak o vaziyet alınır ve o netice istihal edilir. Mesela, ikinci mektupta denildiği gibi, semavat meydanında şems ve kem kamer kumandası altında yıldızlar ordusunu harekete getirmek ve her gece her sene şaşalı tesbihkarane bir seyyane ve cerrayen vermek demek olan cazibeler, setne vaziyeti semaviye ve mevsimlerin değişmesi gibi büyük vasatların vücut bulması demek olan u-izvin hikmetli neticesi arzı, eğer vahdetle verilse, o sultan-ı ezel kolayca yüreği arz gibi bir neferi o vaziyeti ve o neticeyi için ecra muğlariye kumandan tayin eder. O vakit arz, emir aldıktan sonra memuriyet neşesinden mehlevi gibi zikir ve semavatla kalkar, az bir masrafla o güzel vaziyet hazır olur, o mühim müddi netice vücut bulur. Eğer arza sen dur karışma denilse ve o netice ve o vaziyetin istihali semavatta havale edilse ve vahdetten tesete ve şirke gidilse, her gün her gece binlerce derece küre-i arzdan büyük olan milyonlar adedinci yıldızlar hareket etmek, milyarlar sene mesafesinin mesafeyi yirmi dört saate ve bir senede kestirmek lazımdır. Kur'an ve ehli iman hadsiz maslumat sığınaltı bir saniyeyi vahide verir, doğrudan doğruya her işi ona isnat eder, vücut derecesinde suburetli bir yolda gider, sevk eder ve ehlişik ve tuğyan bir maslumun vahidi hadsiz etbaba isnat ederek, intinar derecesine suburetli bir yolda girer. Şu halde Kur'an yolunda bütün maslumatla dalalet yolunda bir maslum-u vahid beraberdirler. Hatta belki bütün 21. Mektup, Ey hanesine ihtiyar ve valide veya pederi veya akrabasından veya imandan kardeşlerinden bir amel mende veya caciz alil bir şahıs bulunan gafil! Şu ayet-i kerimede dikkat et bak nasıl ki bir ayette beş tabakaya ayrı ayrı surette valideye şefkati celp ediyor. Evet dünyada en yüksek hakikat peder ve validenin evlatlarına karşı şefkatleridir ve en âli hukuk dahi onların o şefkatlerine mukabil durma haklarıdır. Çünkü onlar hayatlarını kemal-i lezzette evlatlarının hayatı için feda edip saf ediyorlar. Öyleyse insaniyeti sükut etmemiş ve o canavara inkılap etmemiş her biri velet o muhterem, sadık, fedakar dostlar halisatına, nesnet, samimi âne, hizmet ve rızalarına tahsil kartlarını borç etmektir. Amca ve hala peders hükümündedir. Teyze ve dayı ana hükümündedir. İşte o mübarek ihtiyarlar vücutlarını istihsal edip ölümlerini arzu etmek ne kadar vicdansızlık, ne kadar alçaklıktır bil. Ayır! Evet hayatını senin hayatına feda edenin zevali hayatını arzu etmek ne kadar çirkin bir zulüm, bir vicdansızlık olduğunu anla. Ey derdi ve aşete muhtala olan insan! Bil ki senin halindeki bereket direği ve rahmet vesilesi musibet dafilası halindeki o isteği, istiskal ettiğin ihtiyar veya kör akrabandandır. Sakın deme! Maişiyetin dardır. İdare edemiyorum. Çünkü onların yüzünden gelen bereket olmasaydı elbette senin zayıf maişiyetin daha ziyade olacaktır. Bu hakikati benden inan! Bunun çok kayıtlı değillerinden biliyorum. Seni inandırabilirim. Fakat uzun gitmemek için kısa kesiyorum. Şu sözümü kanaat edin. Rahatsız etme derim. Şu hakikat gayet katidir. Hatta nefis ve şeytanın sahibine karşı teslim olmuşlar. Nefisin inadıma kıran şeytanın susan ve bir hakikat sana kehanet vermenin kanaatidir. Evet, saynatın şehadetiyle nihayet deryesel-i Rahman, Rahim ve Latif.