Details
Nothing to say, yet
Nothing to say, yet
The speaker shares their experience of growing a jasmine plant named Jasmin Ünsanbak. They discuss the challenges faced, such as moving homes and providing proper care like preventing the soil from drying out, proper positioning for sunlight exposure, fertilizing, watering routines, and dealing with pests. Tips on pruning, supporting growth, and protecting against pests like aphids are also provided. Proper care methods, including maintaining soil moisture, sun exposure, and using homemade remedies like neem oil, are emphasized for successful jasmine plant cultivation. Bitki batmak istiyorsun ama benim elimde kurur mu diyorsun? O zaman seni Yasemin'le yetiştirmeye davet ediyorum. Bu gördüğünüz Yasemin, Arap Yasemin'i Jasmin Ünsanbak olarak geçiyor. Şimdi ben bunu yaklaşık olarak 3 yılında fidanlıktan minnacıktan satın almıştım. Daha sonra bunun başına bir sürü iş geldi. Şöyle söyleyeyim, deprem dolayısıyla önce biz taksidaydı bu. Sonra taşınmak zorunda kaldık. Oradan oraya, oradan oraya, benimle birlikte her yere götürdüm ben onu. Bu arada bakımını yaparken şunlara dikkat ettim. Bir, saksının kurumasına asla izin vermedim. Kurumuş bir toprak, tamamen kurumuşsa eğer kılcal kökleri öldüreceği için zavallı Yasemin'in ne çiçek açacaktı ne dal verecekti. Bir süre sonra kendisi de kuruyacaktı. Birincisi, buna dikkat ettim. İkinci, nereye konuşlandıracağımız çok önemli. Şöyle ki, ben kendi Yasemin'imi güneş görmeyen bir evde oturmama rağmen bahçenin en güneş alanı yerine koydum. Bu şekilde çiçekler açmasını sağladım ve sağlıklı kalmasını sağladım. Bu arada kıştan çıkarken taban gübresi vermeyi unutmadım. İlk baharın başlangıcında daha henüz tomurcuklar oluşmadan önce güzel bir taban gübresi verdim. Bu gübreyle birlikte hem çok güçlendi hem de fazla azot vermediğim için yaprak biti gibi bazı zararlılarda karşı da dirençli olmuş oldu. Yasemin'i yetiştirirken nereye sarılacağı konusu bayağı benim için sorun olmuştu. Yasemin yaklaşık 3 ile 6 metre kadar uzayabilen çok güzel bir sarmaşık ve balkon, demir, ağaç ne bulursa sarılır ve uzar gider. Baharda budanmış but dallarını topladım ve o but dallarından güzel bir sepet ördüm. Ve her bir dalını tek tek nazikçe ayırarak bu ördüğüm sepetin içine güzelce sabitledim. Daha sonra her uzadığında uzayan dalları yine sardım. Bu şekilde kompakt bir görüntü elde etmiş oldum. Aradan geçen sürede atölyeme kavuştuğum zaman onu toprağa indirmeye karar verdim. Çünkü artık kökleri saksısını doldurmuştu. En iyisi bahçeye indireyim dedim ve ona güzel büyük bir çukur açtım. İyice toprağın havalanmasını sağladım. Havadan toprağı çok seviyor. Sıkı, tilli, su tutan ağır toprakları sevmiyor. Organik maddece zengin toprakları da seviyor. Dolayısıyla dikerken biraz tost ekledim. Elimde vardı. Siz isterseniz yanlış hayvan gıdresi de ekleyebilirsiniz. Bu şekilde hem hafif asidik olur toprağa. İsterseniz biraz kum ekleyebilirsiniz toprağına. Onu da sever. Geçirgen toprak olması önemli bizim için. Geçirgen ama nemli toprak olacak. Sullamasına da dikkat ederken bunu göz önünde bulundurmalısınız. Bakıyorsunuz ıslak toprak. O zaman sulamayın. Çürütürsünüz. Çok çabuk çürümeye meyilli olduğu için. Bir bakarsınız ki pararmış, yapraklarını dökmeye başlamış. Bir süre sonra zaten hayata veda eder. Eğer sağlıklı bir şekilde gelişmesini istiyorsanız sullamasına çok dikkat etmelisiniz. Özellikle toprağı kurumadan sularmayın ama tamamen kurumasını da beklemeyin. Bunu bir rutine bindirmek isterseniz yazın haftada 2-3 kere sulamanızı tavsiye ediyorum. Kışın ise haftada 1 kere sulamak yeterlidir. Bu sulama rutini bulunduğunuz iklime göre, yöremin iklimine göre de değişir. Eğer çok yağış alan bir yerdeyseniz sulamanız gerekmiyor. Kışın belki hiç su bile vermeyeceksiniz. Sadece toprağına bakarak karar vereceksiniz. O yüzden biz her zaman için toprağın durumunu referans alıyoruz. Ha baktınız, toprak kuru mu, yaş mı tam emin değilsiniz. Parmağınızı toprağa birazcık batırın. Eğer birkaç santim altında hala ıslaklık varsa o zaman memli demektir. Sulamanıza gerek yoktur. Ama toprağa baktığınızda kuru görünüyorsa, parmağınızı batırdığınızda parmağınız ıslanmıyorsa o zaman sulama yapabilirsiniz demektir. Sulama yaparken yazın özellikle sıvı gübre verebilirsiniz. Onun çiçeklerini daha fazla açmasını daha mutlu olmasını sağlayacaktır. Ayrıca güneş alan bir yere konumlandırmanız çok önemli. Bunu tekrar söylüyorum. Günde 4-6 saat arası güneşlenme ihtiyacı var. Gölge yerde de yetişir, yarı gölgede de. Fakat yarı gölge bir yerde sizin istediğiniz gibi bol bol çiçek açmayacaktır. Sadece yaprak çıkaracaktır. Bu da bizim ondan istediğimiz derimi alamamamız anlamına geliyor. Dolayısıyla yapmanız gereken şey bol güneş alan bir yere koymak. Nemini, suyunu eksik bırakmamak. Bu arada unutmadan şunu söyleyeyim. Bu bence çok önemli. Yasemin bitkisini diktiğiniz zaman mümkünse köklerinin olduğu bölümün gölgeye denk getirmeye çalışın ki gölge yerde serin ve nemli kalmasını sağlarsınız böylece. Kavrulmasını önlersiniz. Kendisi güneşe doğru uzayıp gidebilir. Veya güneş bulunan bir çite sarılabilir. Ama kök kısmını gölgede tutmaya çalışın. Eğer tamamen güneş alan bir yerde ise kök bölgesinin etrafına yer örtücü bitkilerle güzel bir bariyer yapabilirsiniz. Yasemin'in bir özelliği var. O da budandıkça dallanması ve dallandıkça daha çok çiçek açması gibi bir durumu var. Fakat bir ağaç budar gibi budamayacaksınız. Çok hafif bir budamadan bahsediyoruz. Kıştan çıkarken hafif bir budama yapın. Uzamış olan sürgün uçlarından bir kısmını keserseniz oradan dallanma yapacaktır. Çok derine inmeyin. Çok odunsu dallarını kesmeyin. Yarı odunsu dallarını kesseniz budasanız yeter. Ama budamayı çok iyi bilmiyorsanız budamasanız da olur. Ben budamadan da yetiştirebiliyorum. Hiçbir soru yok. Yasemin yetiştirmenin püf noktaları nedir diye aklınıza bir soru gelebilir. Sizin için şöyle bilgilerim var. Yasemin'i bir, kök bölgesini gölgede tutmaya çalışın. Serin tutmaya çalışın. İkincisi, uç kısımlarına dokunmamaya çalışın. Eğer sürgün uçlarına dokunursanız veya rüzgarla sürgün uçları bir yerlere çarparak zarar görürse oradan uzamayı bırakır. Küt kalmasını istemiyorsanız, uzamasını istiyorsanız sürgün uçlarına dikkat etmeniz gerekiyor. O yeni büyüyen uçlar rüzgara karşı, sürtünmeye, yaralanmalara karşı çok hassas oluyor. Hemen üşütüyor. Bir diğer konu da Yasemin'in sarılması için ona bir alan vermeniz gerekir. Eğer Yasemin'in sarılmasını istiyorsanız bir pergola kullanabilirsiniz. Balkonda yetiştiriyorsanız balkon duvarına bir pergola asabilirsiniz. Şöyle pratik bir bilgi de verebilirim. Bir duvara veyahut da bir çite sarılmasını istiyorsanız hiç olmadı bir ağaca sarılmasını da isteyebilirsiniz. Ağacın etrafına tavuk kafesiteli kullanabilirsiniz. Bu peyzajda çok sık kullanılan bir yöntemdir ve gerçekten çok etkilidir, çok işe yarar. Çok da basittir, üstelik de çok ucuz bir yöntemdir. Ayrıca bunu tellere sararken eşit dağıtmaya çalışın. Bir yerde toplamayın. Mümkün olduğunca eşit dağıtın. Her yerden güneş almasını sağlayın. Ne kadar çok yaprak güneş alırsa o kadar çok güzel büyüyecektir ve çiçek açacaktır. Bu özelliğine dikkat edin. Büyürken bir dalların birbirini boğmasına da müsaade etmeyin. Birbirine dolanarak birbirini boğabilir. Bu da gelişmesini engelleyecektir. Biz bu yüzden sararken özellikle açmaya çalışıyoruz. Birbirini boğmaması için birbirine sarılmamasını sağlıyoruz. Bunun için kullanabileceğiniz yöntemlerden bir tanesi kafes, diğeri pergola, bir diğeri de tavuk teli. Yasemin'in zararlılarından bahsetmek istiyorum. Yasemin kadar güzel bir ağacı yalnız bırakacaklar mı sandınız? İlkbahar'da özellikle buzlu büyüme döneminde o azota alıp da bol bol yeni sürgün filizler diye dönemde yapraklıklara hücum edecektir. Zaten ilkbaharın girişiyle birlikte özellikle mayıs aylarında bolca yaprak diki görmekteyiz. Yaprak bitinden, unlu bitlerden, pamuklu bitlerden ve kırmızı örümceklerden korumanız için fazla azotlu vermemeye çalışın. Fazla azotlu gübre her zaman için yeşil aksamının yaprak ve sürgün kısmını büyütecektir. Hızlı büyüdüğü için çok taze sulu olacaktır o kısımları. Dolayısıyla yaprak bitleri onun suyunu, öz suyunu emmeye gelecek koşa koşa. İşte siz de o noktada müdahale etmezseniz o kısımlar kızılacak, bazen yaprak dökecek ve çok ileri seviyede bir epidemi şeklinde ise o zaman da bitiniz ölecektir. Eğer ölmesini istemiyorsanız müdahale etmeniz gerek. Bunun için de sık sık gözlem yapmalısınız. Yapraklarının altını koltuk bitlerini incelemelisiniz. Oralarda unlu bit var mı, pamuklu bit var mı, yaprak altında yaprak biti var mı, kırmızı örümcekler var mı bunlara dikkat etmelisiniz. Bunlarla mücadele için ev yapımı bir takım kullandığımız tarifler var. Bunlardan bir tanesi nin yağı. Tespih ağacı yağı diye aratabilirsiniz. Tespih ağacı ülkemizde yetişmektedir. Hindistan kökenli olduğunu hatırlıyorum yanlış hatırlamıyorsam. Bu ağacın yağı özellikle zararlıları güzelce uzaklaştırıyor. Bunu kullanabilirsiniz. Arafta bununu sulandırıp sıkabilirsiniz. Buradaki amaç şudur. Koşnilleri, unlu bitleri, pamuklu bitleri nefes almasını önlemek için üstünü kapladığımız bir bariyer olarak düşünün. Oksijensiz kalıp öleceklerdir. Bir de tantak spreyi dediğimiz tantakla hazırlanan bir sprey var. Acı biber spreyi var. Bunların hepsini kullanabilirsiniz. Bunları bir karışım olarak hazırlıyoruz. Bunların tariflerini de ilerleyen zamanda sizlere video çekerek göstermek istiyorum. Kinyasal mücadeleyi en son tarih olarak öneriyorum. Henüz yeni başlamış bir hastalıksa, zararlıysa o zaman kendi kabımızla da çözebiliriz. Beklediğimden daha uzun bir video oldu. Buraya kadar sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Bitki yetiştirme konularında daha fazla pratik bilgileri görmek istiyorsanız sizi kanalıma abone olmaya davet ediyorum. Hepinize mutlu ve yeşil günler dilerim.