
Nothing to say, yet
Listen to Podcast 1 by eylemsizbilgeler MP3 song. Podcast 1 song from eylemsizbilgeler is available on Audio.com. The duration of song is 24:50. This high-quality MP3 track has 256 kbps bitrate and was uploaded on 27 Sep 2025. Stream and download Podcast 1 by eylemsizbilgeler for free on Audio.com – your ultimate destination for MP3 music.
Comment
Loading comments...
Ayşegül and Kadriye discuss their journeys in the field of numerology and astrology. They share experiences and emphasize the importance of learning from reliable sources to avoid manipulation and exploitation. They express caution towards astrologers who make definitive and intrusive predictions, highlighting the potential harm such practices can cause. They stress the importance of being mindful of the impact of words and the power of manifestation, advocating for a more cautious and ethical approach in their work. Peki biz kimiz? Ayşegül'cüğüm önce sen anlatmak ister misin? Tabi ki yolculuğumun en başından başlayayım. Kısa ve öz olarak 12 yıldır stüdyo kağıt çalışmalarıyla ilgilenmekteyim. 12 yıl önce bu yoldaki yolculuğum simya hükmüyle başladı. Ardından simya konularında uzmanlaştım. Numara alerji eğitimi, akademide bir merkez açtım. Merkezinde çok çeşitli eğitimler vermeye başladık. 7 yıldır ben bilgisiyim. Bu sektörse eğer bu sektörün içerisindeyim. Evsiyle, doğrusuyla, yanlışıyla bir sürü eğitmenle tanıştım. Bir sürü eğitim şeklinde haşerleşir oldum. Kendime göre bir mantık hizmetinden geçirip doğruları ve yanlışları hakkında hassal kadar bir fikir sahibi oldum. Bu deneyimlerimi, bilgilerimi aktarmak istiyorum. Çok güzel. İnşallah herkese de ışık olacaksın. Kadriye, biraz da sen kendinden bahsedersin. Tabii, keyifle bahsederim ama Ayşegül'den sonra ben bir hiçim. Hayır, saçmalama. Ben de birçok eğitim aldım. Tabii Ayşegül kadar uzun süreli değil. Ben daha yeni başladım. Yeni dediğin lütfen bizim 7 yıl önce mi? 6 yıl önce birlikte aldığımız eğitim mi? Bu arada bizim dostluğumuz 6-7 yıl önceye dayanıyor. İki arkadaşım da benim oraya dalışman öğrenci olarak gelip hayatımda çok sağlam iki dostum haline gelen kişilerdik. Evet, Kadriyeciğim. Sen bence o 6 yıl öncesinden başladın. 6 yıl öncesinden, evet annemin hastalığıyla başladım. Bir şeyleri bulmaya, araştırmaya, öğrenmeye, numarolojiyle başladım. Olmadı, başka bir kursa gittim. O da olmadı, duru görü aldım. O da olmadı, başka başka şeyler. Ondan sonra da şimdi esmalar ve de ayetleri anlattım. Yıldıznameyi anlattın. Şimdi Kadriye'nin mütevaziliğine bakmayın. Kadriye'ye çok ağır bir eğitim alıyor. İslami bir eğitim alıyor. Kadriye'nin aldığı eğitimi sonra ayrı bir bölümde konuşacağız. Nasıl bir eğitim olduğunu. Aramızdaki en ağır başlı, en tatlımız o. En oturaklımız o. Sesinden de anlaşılıyor. Onun aldığı eğitim gerçekten çok zor bir eğitim. Yani her gün düzenli okumaları olan, saatlerce okumaları olan bir eğitim. Şu an full time alıyor ve çok az kişinin bildiği bir ilim olan yıldıznameyi biliyor. Evet. O yüzden... Yıldız diyelim de daha başlarındayım. Biri biliyor da o başlarındaymış. Öyleymiş inşallah. Öyle. Benim de sizin gibi 6-7 yıl önce başladı. Önce nefesle, sonra yoga ile, sonra sizinle aldığım eğitimle. Ondan sonra esma eğitimiyle. Ondan sonra başka tarz eğitimlerle devam ettim. Ben mühendislik sektöründe çalışıyorum. Hiçbir zaman bu işi para kazanmak için yapmadım. Bir iş de yapmadım zaten. Ama çok ilgiliyim bu tarz konulara. Ve hep iyi insanlardan, doğru insanlardan eğitim aldık biz. Evet. O yönden çok şanslıyız. Çok şanslıyız o yönden. Doğru insanlardan, doğru şekilde eğitim alınca da... ...her şeyin en mantığını, neden böyle olduğunu öğrenip... ...kendimizi daha iyi geliştirebildik ve daha iyi yorumlayabildik. Ve yorumlamaya da devam edeceğiz. Neden böyle bir şey yapıyoruz anlatalım size. Şimdi gördük ki son zamanlarda çok fazla bu alanda yanlış bilgiler veren... ...insanların duygularıyla oynayan, insanları manipüle eden... ...insanları istismar eden... Sömüren. Sömüren, suistimal eden yani her türlü daha iyiye gitmesi gerekirken... ...daha da kötüye götüren kişiler türedi, kurumlar türedi. Söylemler türedi. Evet. Ve yani biz bunlardan çok rahatsız olduk. Ama rahatsız olduk, kendi içimizde olduk. Hiç de bir şey yapmadık. Hop oturduk, hop kalktık, mutladık. Birbirimizin elinden, görüyor musun şunu? Bu kadar da olmaz dedik. Şu da denmez artık dedik ama o da dendi. Ama buna da inanmasınlar dedik, ona da inanılır. Buna da inanmazlar dedik en yakın arkadaşlarımız. İnandı. İnandı, bunlara para döktü. O yüzden biz de yıllarca böyle durduk durduk ve hatta ismimize çok önceden... ...eylemsiz bilgeleriz biz dedik, anca oturmuz dedik. Ama eyleme geçmeye karar verdik. En azından bir podcast'imiz olsun bu konularla ilgili... ...ilgisi olan, doğrusunu öğrenmek isteyen insanlar olursa, dilimizin döndüğünce... ...yani bilge dediğimiz bizim tamamen eylemsizliğimizin altını çizmek için seçtiğimiz bir kelime. Yoksa ne biz bir bilgeyiz ne de başkaları guru ya da işte aşırı iyi uzmanlar. Herkes burada bir öğrenme yolculuğunda. Sizlerle de fikirlerimizi paylaşarak, karşılıklı konuşarak, tartışarak... Tabii ki öğrenmenin sonu yok. Evet. İlk konumuzu söyleyeyim mi hemen? Olur. İlk konumuz... Astroloji. Herkesin çok sevdiği. Evet. Astroloji. Selin'cim bu konuda sen daha iyisin, bize nasıl... Aslında daha iyi değilim ama... ...neler söylersin. Yani aslında son zamanlarda da ilgimi kaybettim işte bu herkesin böyle saçma sapan yorumlarından... ...işte yok şunu yapmayın, yok işte Oğlak Burcu'nda olanlar şunu yapmasın, bunu etmesin diye diye. Ben de çok fazla bakmıyordum son zamanlarda ama çok basit haliyle anlatabiliriz. Lütfen. 12 tane burcumuz var. Nedir bu 12 burç? Bunlar takım yıldızlardır. Yani burç burç dediğimiz şeyler bizim takım yıldızlarıdır. Zodiak'ta bulunan takım yıldızlarıdır. Ve aslında astroloji bir ilimdir. Yani bir bilim değildir ama bir ilimdir. Ve yani yüzlerce yıl boyunca insanların gökyüzüne bakarak olan olayları tahmin etme yöntemidir. Biraz yorumlama yöntemidir. İngilizler özellikle bu ilimi biraz ele ayağa düşürmek için günlük olarak biz gazetelerde yazalım da... ...işte insanlar okusun, işte böyle aralarında konuşsunlar, evet fal gibi olsun. Biraz daha ele ayağa düşsün. Eğlencelik. Evet ciddiyeti azalsın. İlk İngilizler gazete köşelerinde bugünlük burç yorumlarını yayınlamaya başlamışlardır. Çünkü bir astroloji haritası gerçekten de doğru kullanıldığı takdirde, doğru yorumlandığı takdirde... ...bir insanı potansiyelinin çok üst noktasına taşıyabilecek potansiyele sahiptir. E tabi İngilizlerle alakalı zaten İngiliz ırkıyla alakalı tarihten bugüne kadar ortada dönen teatürler, söylentiler vs. herkes tarafından biliniyor. E devamlı olarak üstün ari ırk her insanın kendi potansiyelini bu kadar üst düzeyde ortaya koymasını... ...ve hayatta gerçekten de çok başarılı olmasını istemediğine göre bunu ayağa düşürecekti. Böyle bir senaryo ortaya çıkacaklardı zaten. E şimdi gerçekten de dediklerini başarmışlar bakıldığında. Evet şu an çünkü astroloji dediğiniz zaman bir kısım ee artık buna da mı inanıyorsun her gün falda baktır bari diyor. Bir kısım da aa diyor ben işte okumadan günlük burcumu okumadan yapmam diyor. Ama bir tok insan da astrolojinin aslında ilmine inanıp gerçekten bilen insanlara gidip... ...yorumlarını belki günlük olmasa bile aylık yıllık yorumlarını yaptırıp ona göre davranmıyorlar. Evet yani günlük yorum neden çok saçma? Çünkü herkesin bir natal haritası var. Şimdi herkesin ayrı kendine has parmak izi gibi bir doğum haritası olduğu için yaşayacağı şeyler de günlük olarak aynı olmaz. O yüzden bunlara nasıl bakılabilir? Ya bir kere natal harita dediğim gibi evet çok mantıklı bir şey. Baktırılabilir. O bir farkındalık yaratabilir insanlardan. İyi bir astrolog çok güzel bir gelecek tahmini de yapabilir. Tabii ki. Seni yönlendirebilir. Ama yani böyle ben işin hani biraz bizim en sevdiğimiz kısma gelelim. İşin şeyini sevmiyorum. Şimdi bazı astrologlar var arkadaşlar. Sizin yani seçeceğiniz kocaya kadar karışıyorlar. Yani her şeye karışıyorlar. Bunu yapma. Şunu alma. Şu arabayı alma. Esmerlerden uzak dur. Sarışınlar seni ateşler. Yani gibi gibi daha saçma saçma yorumlar yapıp seni karmana kadar etkileyebiliyor. Mesela ben hepinizin bildiği bir olayı anlatayım. Çok ünlü bir astrolog bizim üçümüzün de arkadaşı olan bir arkadaşımıza natal harita yorumladı. Ve dedi ki direkt çat diye. Sen dedi evlatlıksın dedi. Oh my god. Mahvolmuş. Ya Allah'ım. Ve yani kız zaten çok duygusal bir kız ve o sırada çok duygusal boşlukta olan bir kız. Zaten nereye çeksen oraya gidecek bir kızdı o zaman. Yani ve o kız da sen evlatlıksın dedi. Ve kız hemen inandı. Ben zaten hissediyordum da dedi. Ben kendimi hiç anneme babama ait de hissetmiyordum da onu. Kız mahvoldu. Sonra ben kızın annesiyle babasıyla tanıştım. Onların çocuğu oldu. O kadar belli ki yani gayet de annesinin kopyası bir kız yani. Ama o sırada arkadaşımın psikolojisini çok bozmuştu. Çok üzülmüştü kız. Yani gerçekten aylarca kendini toparlayamadı. Ve ben şaştım kaldım. Bir insan başka bir insanın hakkında bu kadar net, bu kadar kesin bir yargıya ve bu kadar önemli, ciddi bir söylemi nasıl yapabilir? Bu kadar kesinlikle nasıl konuşabilir? Ve birçok astrologda yani harita baktıran arkadaşımda da gördüm. Çoğu da böyle yapıyor. Yani bu kadar netlik de olmasa da yani bu kadar can alıcı yorumlar yapıyorlar. O yüzden bu kadar hayatınıza karışan, sizi manipüle eden insanlardan her yönden uzak durun diyorum ben. Tabii şimdi ben sizden farklı olarak bu konularda, seanslarda yaptığım için bunları çok iyi biliyorum. Çünkü bize gelen danışan mutlaka hayatıyla alakalı çok kritik soruları soruyor bize. İşte eşim beni ağlatıyor mu? Kaç kere evleneceğim? Çocuğum olacak mı? Ben ne zaman öleceğim? Ne zaman zevkin olacağım? O kadar farklı ve bir insanın kaderini, hayatının gidişatını etkileyecek. Ya da insanın hayatını 180 derece değiştirecek. O kadar farklı sorular da geliyorlar ki. Ve bu soruların cevaplarını almak istiyor insanlar. Ama şöyle bir şey var. Söz büyüdür. Sese yakın. Ben kendi adıma konuşmam gerekirse bu kadar kesin yargılara asla varmamaya çalışıyorum. Ve asla kat'i konuşmamaya çalışıyorum. Çünkü çok yaşadım da bunu, deneyimledim de. Biz insanlar o kadar yüksek frekanslı mahluklarız ki. Bizim ağzımızdan bir söz çıktığı anda bütün evren onu harekete geçirmek için dişlilerini çalıştırmaya başlıyor. Çak dönmeye başlıyor. Eğer olmayacağı varsa bile haritasında veya farklı analizlerde çok emin olmadan bu tarz görüş bildirirsek eğer olmayacağı varsa bile ağzımızdan çıktığı için sistem onu uydurmak için uğraşıyor. O yüzden mümkün mertebe karma yaratmaya çalışmadan, mümkün mertebe çok kat'i ve kesin hükümlerde bulunmadan seans yapmak en mantıklısı. Kadriye senin rahatsız olduğun konular var mı astroloji ile ilgili? Ben bir takım eğitimler aldım. Yani astroloji eğitimi de aldım. Evet sen aldın, onun ilerisini de aldın. Eğitimle almaya çalıştım ama o konuda biraz şanssızdım. Maalesef hiç o konuya girmeyelim. Şanssızlık dersi süresi yaşadım. Dolayısıyla astrolojiden de tabi... Biraz uzaklaştın. Biraz uzaklaştım ama tabi bu yüzden değil. Benim içimde yokmuş. Ben aslında aradığımda Esmalar ve Yıldızname'de buldum. Anladım. Bir tane daha benim hatırladığım bir örnek var. Bunu yine siz hatırlarsınız. Yine bir astrolog hanımefendi. Şimdi örnek vereceğim isim de biraz ünlü bir isim olduğu için ben şu an mesleğini değiştirip söyleyeceğim. Çok ünlü bir avukat diyelim. İstanbul'daki çok ünlü bir avukatın danıştığı bir astrolog diyor ki çocuğu hakkında sen çocuğuna... Sakın o ismini koyma. Ayşegül diyelim. Sen çocuğuna Ayşegül ismini koymuşsun ama o Ayşegüller yaramaz olur. Sen sakın bu ismini koyma. Koymuş bir de kadın. Koymuş koyduktan sonra diyor. Kadına ismini değiştir diyor çocuğun. Ama yani bunda biraz şimdi danışanların da suçu var. Danışan da bu ünlü avukat da değiştiriyor tamam diyor. Haklısın neyle değiştireyim diyor soruyor. Onun istediği isimle değiştiriyor ismini. Ve kızın ismini çok da kısa bir isim yapıyor. Burada numaracılık olarak biraz hatalı oluyor. Yani bundan sonra da gireceğiz. Zaten numaracı ayrı bir derya. Ve bu kadına da boşanma aşamasındayken sen bu kocayı boşa diyor. Ondan sonra kadın kocasını da boşuyor. Sonra bildiği zorlukla şehir değiştiriyor. İzmir'e geliyorlar. Onu öyle tanıyoruz biz de. Bu gerçek bir hikaye arkadaşlar. Kadın İzmir'e geliyor. Hayatı komple değişiyor. Kadının hayatını komple alt kralı değiştiriyor. Çocuğunun ismi değişiyor. Bir kocası varken kocanın da kocayı boşuyor. Bekar kalıyor. Şehir değiştiriyor. Basireti mi bağlanıyor artık? Kadın da bak nasıl bir varlıklı ve nasıl bir ünlü bir kadın. Anlatamam sana. Diyorsun ki bu kadın bu okulları nasıl okumuş? Yani ben biraz danışanlarda da hata buluyorum. Bizlerde diyelim. Bizim de basiretimiz bağlandığı zamanlar oluyor. Halkası oluyor herkesin hayatta. Ya da çok zor dönemlerden geçtiği süreçler yaşıyor insanlar. Yani karşısındaki insanın ağzından çıkacak tek bir sözle bütün hayatını şekillendirmeye karar verebiliyor. Evet. Çok doğru söyledin. Ama yani siz olsaydınız. Şimdi bir dakika. Siz olsaydınız. Bütün hayat değişti. Çocuğunun ismini değiştirdin mi? Var ya benim giydiğim ayakkabıları giymeden. Yürüdüğüm yolları yürümeden. Hayatım. Adını konmuş, ismini konmuş çocuğunun da ismini değiştirmedin. Doğrusu öyle. Vallahi şu andaki bilincimle zihnimle değiştirmezdim. Ama biliyorsunuz. Yıllarca aldığımız eğitimleri. Çok da yargı dağıtmayalım. Bu bilinciye bu zihne gelene kadar neler yaşadık neler yapmadık. Yani ben şahsen kendi adıma söylemem gerekirse. Yani insan öyle bir duruma geliyor ki sadece çocuğunun adını değil cinsiyetini bile değiştirebilir. Yani kendi cinsiyetini bile. Hayat. Evet biraz galiba dediğin gibi ya basireti bağlanıyor ya artık benim hayatım hakkında da benim uzman gördüğüm bir kişi karar versin diyor belki de. O karar verirse daha doğru olur diye mi düşünüyor? Biraz fazla herhalde itleri eline veriyorlar. Sadece çocukluğuna inmek lazım. Çocukluğuna inmelerse. İnsanlar bunu yapmaz zaten. Yani astroloji, halitası, numaroloji, amelize ya da daha farklı. Bu tarz insanın kendini tanımasıyla alakalı zaten aldığı çalışmalar. Potansiyelinin farkına varmak. Yoksa benim işte kaç tane çocuğum olacak. Gelecekte başıma ne gelecek. Ne zaman öleceğim. Kaç evlilik yapacağım. Falan filan bunlar için magazinler kısmı zaten. Şov kısmı. Yani asıl burada amaç insanın kendi potansiyelinin farkına varması ve bunu ortaya çıkarması. Güçlenmesi gereken yönleri, törpülemesi gereken yönleri, hayatta nasıl daha güçlü bir şekilde varlık sergileyebilir amaç bu zaten. Zaten bilinçli insanlar da bunun için gelebiliyor herhalde. Çekimden önce sana bildiğim suyu iyi içirmişim. Yani sırf astrolojide değil, birçok alanda kendini uzman zannediyor diye tanımlayan insanlar. Hem biraz fazla müdahil oluyorlar. Biraz da galiba danışanlar izin verdiği için kendilerinde o hakkı görüyorlar. İlk merkezi açtığımda tabii birbirinden farklı bir sürü eğitim almış olmadım. Hepsiyle çalışmasam bile. Çünkü çok şanslıydım. Beraber yol alacağım, çalışacağım eğitmenleri seçme şansına sahiptim çünkü. Tabii bir sürü kişi geliyor, bir sürü kişiyle konuşuyorum. Ve bir sonunda görüşmelerden sonra kendi kendime şunu dediğimi hatırlıyorum. Ortalık bir sürü kendini geliştirememiş kişisel gelişimciyle dolu. O yüzden... Gün sonunda hep buna geliyoruz zaten. Yani konu her ne olursa olsun hizmet alacağınız, seans alacağınız ya da yardımına başvuracağınız insanların gerçekten güvenilir ve emin olduğundan sağlam referansı alarak iletişime geçmek, o hizmeti almak en mantıklısı. Yoksa hakikaten de dipsiz kuyu manipülasyona çok açık. Yani samülmeye, maddi manevi samülmeye çok açık bir sektör. O yüzden dikkatli olmakta fayda var. Evet kızlar gerçekten. Yani bu astrolojiyi konuş konuş bitmez. Bir de yani şu son zamanlarda da herkes içinde. Herkes bir Merkür Retrosu'ndan haberdar. Herkes bir işte yükselenini biliyor. Herkes ay kurcunu biliyor. Herkes bir şekilde yorumluyor. Tutulmaları takip ediyoruz. Evet ay tutulmalar başım ağrıyor. Ay tutulmalar artık işte uyuyamam ben şuram tutuldu. Tutulmalardan önce yayınlanan her şey insanları kozluyor galiba. Tabii ki. Çünkü tutulma öncesinde yayınlanıyor. İşte bu tutulma esnasında uyuyamayabilirsiniz. Hadi uyuyamayacağım. Biz kozluyoruz kendimizi. Evet. Evet ben de mi uyuyamayacağım diyorsunuz. Ben de mi uyuyamayacağım. Yok işte şöyle yorumlayanlar da var. İşte beliniz gerçek hayatta beliniz doktor olabilir. İşte keşke sakatlanmalar olur falan filan diye yorumluyorsunuz. Ve insanlar evet gerçekten de acaba bu benim başıma gelecek mi diye düşünüyor. Belki de düşünürken çekiyor. Yani az önce Ayşegül dedi ya sözler sürekli. Bir de şöyle bir şey var zaten. Biz astroloji derslerine girdik. İlgimizi çekti çekmedi. Ama girdik. Oradaki hocaların söylendiği neydi. Mümkün olduğunca çok öngörü yapın. Mümkün olduğunca çok cehanette bulunun. Biri tutmazsa elbette biri tutacak. Bunlar yapılmadı mı zaten. Olmadı yani. Elbette söylendi. Yorumlar yaparken de zaten mümkün olduğunca çok öngörüler yapılıyor. Cehanetlerde bulunur. Elbette birinden biri çıkıyor. Ya tabii gençliği bile hala almak zorunda. O mevsimde ne olur. Sonbaharda daha çok ne olursa. Soğuk algınlığı olur. Ha işte soğuk algınlığı olabilir. Sonbahar yaprak dökümüdür. Yani uzak doğuda illa ki bir yerde deprem olacak. Aynen. İlla ki bir dünya lideri ölecek. Çok güzel bir söz vardı. Şu anda kimin söylediğini hatırlamıyorum ama. İnsan kendini bilene kadar gökyüzünün tesiri altındadır. İnsan kendini bildikten sonra gökyüzü onun tesiri altındadır. Çok güzel sözmüş gerçekten. Ya korku enerjisi yayan. Hiçbir şeyi okumayın bence. Bu arada ben bunu söylemek istiyorum. Yani korku enerjisi yayan, sizi manipüle eden, kimseyi bence takip etmemelisiniz. Ve onlardan da bence danışanlık, danışmanlık almamalısınız diye düşünüyorum. Bilmiyorum. Evet, sana bir kısmen katılamıyorum. Yani sonuçta hayat hep bildiğimiz danışmanlık değil. Danışmanlık değil. Tabi ki felaketlerle olayın yapılmamalı. Ama ben de ön yörülerde bulunan biri olarak. Yapmak zorunda kalıyorum. Yapmak zorunda kalıyorum. Bak korku enerjisi var. Her şey pozitif. Evet. Korku enerjisi yaymadan. Derken onu kastediyorum. Evet. Şimdi tabii ki de her şey, yani olumsuz bir şey söyleyebilirsin. Ama işte şöyle olacak, böyle felaketler geliyor, şöyle yanıyor. Evet. Olmamak lazım. O kadar da olmaması lazım diye düşünüyorum. Ben, laf lafa. Kızlar bayağı 20 dakika oldu. En son bir de şu şeyi laflara diyelim. Yaptığımız sergiyi zekalılığı Mert'lere de atmayalım. Hayır. Kötülükte mi yani? Başımıza gelen her kötülükte değil. Mert'e bir şeyden övülen değil. Aynen. Mert'cül değil. Yani evet ama. Dna'na bakmanız lazım. Bu arada çalışıyor gerçekten de. Mert'cül retrosunda hakikaten de bir elektronik cihazlar bir sapıtıyor. Ondan sonra yani yazılanların çoğu şey evet biraz başımıza geliyor. Bunların farkında olmak belki biraz önüne geçmemizi de sağlıyor. O yandan güzel ama hani. Çok da şey etmemek lazım. Evet. Çok da şey etmemek lazım. Evet. Fazla anlam yüklememek lazım herhalde. Şimdi bence kızlar ilk bölüme göre güzel ilerledik. Evet. Tatlış oldu. Biraz tadını da bırakalım isterseniz. İlk bölümümüzü Kadriye'nin güzel sesiyle. Kapanışı yapalım. Kapanışı yapalım. Olur mu? Tabii. Biz de öyle düşündük. Sevgili arkadaşlar en büyük savaşlar zihnin içindedir. O yüzden dış dünyadaki hiçbir savaşa katılmayız. Eyvallah. Eyvallah. Eyvallah.
There are no comments yet.
Be the first! Share your thoughts.